0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Her çiçeğin pek bilinmeyen özellikleri ve efsane olmuş öyküleri vardır. Bugün sizlere yasemin çiçeğinin özelliklerini ve öyküsünü anlatacağım.

Bu çiçek ilk olarak İran-Keşmir topraklarında görülmüştür. Daha sonra M.Ö 1000 civarında Mısır’a Avrupa’ya ise 17.yy gibi İspanya üzerinden getirilmiştir.

Öyle bir çiçektir ki yasemin, toplanması bile ayrı bir seremonidir. Kokusunun en yoğun olduğu an şafaktan önce toplanır. İşin en acı yanı, en mutlu ve savunmasız olduğun anda toplanmasıdır. Koparılsalar bile esanslarını günlerce korurlar.

Hindistan’ın kadim efsanelerinden birinde, bu kederli güzelin neden yalnız geceleri açtığı şöyle dile getiriliyor: Bir gün bir prenses Güneş Tanrısı Surya-Deva’ya umutsuzca gönlünü kaptırır. Ne yazık ki aşkına zerre kadar karşılık bulamaz. Aşkından deli divane prenses, daha fazla çektiği acıya dayanamaz ve sonunda canına kıyar. Prensesin cesedi yakılır ve külleri toprağa savrulur. Küllerinin savrulduğu her yerde narin yaseminler çıkar. Yasemin, kalbini kıran Güneş Tanrısı olduğu için gündüzleri açmaz. Ta ki şafak sökene kadar yayar eşsiz kokusunu. Ona bu yüzden ‘aşkın parfümü’ adı da verilir.

Yaseminin zihinsel ve duygusal düzeyde etkisi yüksektir. Ruh halinizi anında değiştirebilecek güce sahiptir. Anti-depresan özelliği bu yönüyle vardır.

Çiçek dalında sevilir, derler. Bu söz özellikle yasemin için geçerlidir. Çünkü akıl almaz güzellikteki esansı, yapılan işlemler sonucu azalıyor. Eski yöntemler ise çok zorlu ve masraflı. Eski yöntemlerle yalnızca İtalya ve Fransa’nın küçük bir bölümünde üretim yapılıyor.

Yasemin için birçok uygarlıkta zengin betimlemeler vardır. O, şehveti; arzuları; alçakgönüllülüğü ve zarafeti temsil eder. İran kökenli, Arapça Yasmin isminden türetilmiştir. Tanrı’nın hediyesi anlamına gelir.

Kaynak: MAİMİRA Kristin Demirci

YASEMİN’E

Güne küsmek niye

Geceye saklamak güzelliğini

Yaşamak zaten bir işkence

Aşksa karşılık bulmaz her gönülde

Dumura uğratmadan yürekleri

Vermeli herkese sevgileri

Yasemin’e değil sözüm yalnız

Hüsran fırtınasına denizin ortasında tutulanlara

Bir can simidi olmak, başka bir cana en büyük hediye