0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Döviz kuru yükselmesi ile ilgili halk sağlığı ve hekimler yönünden değerlendirme yapan Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Rıza Hakan Erbay; “Sağlık harcama kalemleri olan ilaçlar, sarf malzemeleri, laboratuvar sarf ve gereçleri, tıbbi cihazlar çok büyük oranda dışa bağımlı. Az miktarda yerli üretimin de ham madde olarak dışa bağımlı pek çok yönü var. Dolayısıyla bu sağlık harcama kalemleri dövize indeksli ve dışa bağımlıdır” dedi.

Başkan Erbay şöyle konuştu; “Zaten artık ilaç, protez vb gibi cihaz ve sarf malzemesi üreten bir çok uluslar arası firma Türkiye’den çekildi ve çekilmeye devam ediyor. Çünkü resmi hastaneler, özellikle de üniversite hastaneleri, çok borçlu ve batakta olduğu için ödeme yapamıyor veya çok geciktiriyor. Bu durumda da firmalar ya ihaleye girmiyor ya da girerlerse çok yüksek bedellerle fiyatlar veriyorlar. TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut ve Ankara Tabip Odasının da bu yönde basına verdikleri açıklamalar mevcuttur ve Beyin Cerrahisi ile Ortopedi ameliyatlarının malzeme sıkıntısı nedeniyle durma noktasına geldiğini belirtmektedirler. Sağlık harcamalarının devlete maaliyeti döviz artış oranında artmaktadır. Şu anda ekonomik kriz nedeniyle halk sağlığı açısından önemli bazı ilaç ve gereçlerde sıkıntı yaşanabileceğini ön görebiliriz. Zaten sağlıkta özelleşmeye gidilen süreçte SGK kurumu da daha büyük sıkıntıya girecek, halk özel hastaneler sistemine ve dövize indeksli borçlanılan müşteri garantili şehir hastanelerine daha büyük ödemeler yaparak tedavi aramak zorunda kalacaktır. Sonuç olarak, sosyal bir devletin asli görevlerinden olan vatandaşına eşit sağlık hakkı sağlanması giderek zorlaşmakta, bu hedeften uzaklaşılmakta ve ancak parası olan azınlık bir kesime sağlık hizmeti sunulabilecek bir dar boğaza doğru gidilmekte olduğunu görüyoruz” dedi.

Sağlıkta dönüşüm projesiyle sağlık sisteminin giderek özelleşmesi ve tedavi edici hizmetlerin ön plana geçirildiği, koruyucu sağlık hizmetlerinin geri planda bırakıldığı bir süreç yaşadıklarını ifade eden Erbay; “Halbuki özellikle COVİD-19 pandemik salgınında koruyucu sağlık hizmetlerinin ne kadar yaşamsal olduğunu hep birlikte gördük. Hastalıktan öncelikle korunan bir toplumun sağlı harcamaları da düşük olacaktır. Hekimler yönünden de büyük zorluklar içermektedir. Şiddet, COVİD-19’un meslek hastalığı sayılmaması, ülkedeki ekonomik kriz, kaos ortamı ve gelecek kaygılarının giderek artması nedenleriyle yurt dışına hekim ve beyin göçünün, erken emeklilik ve istifaların arttığı bir dönemde alınan maaşların da yarıdan fazla erimesiyle umutsuzluk giderek daha büyük boyutlara ulaşmaktadır.

Bu durumda, hekimlik mesleğini yüzde birlik dilimlerde başarı göstererek seçmiş, zor, uzun ve kaliteli bir eğitim sürecinden geçmiş ülkenin değerli, yetişmiş insanlarına ve iş gücüne sahip çıkması için vakit gelmiş ve hatta geçmektedir. Ekonomik ve sosyal haklarının ve toplumda hak ettiği yerin dünya standartlarında bir an önce verilmesini ve bu konudaki gayretlerin popülist olmanın ötesinde samimi olmasının tüm hekimlerin beklediğini Denizli Tabip Odası olarak bir kez daha kayıt altına almak isteriz” dedi.

Editör: Abdullah GÖNÜLTAŞ / ÖZEL HABER