SEVGİ ÜZERİNE
8 okunma

SEVGİ ÜZERİNE

Sevgi, hayatın en temel duygularından biridir. Aile sevgisi, çocuk eğitimi ve insan ilişkilerinde sevginin rolü üzerine bir yazı. Sevginin gücü, ifadesi ve toplum üzerindeki etkileri ele alınıyor.

ABONE OL
25/02/2025 01:53
SEVGİ ÜZERİNE
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Geçtiğimiz Sevgililer Günü vesilesiyle ben de sevgi üzerine bir şeyler söylemek istedim. Öncelikle Sevgililer(Sevgi) gününüz kutlu olsun.

Çocukken bana çok anlamsız gelen bir şey duymuştum. Sizler de duymuşsunuzdur. Eskiden bazı çocuklarını aileler, özellikle de erkekler çocuklarını sadece uyurken sever, uyurken öperlermiş. Sevgilerini göstermezler, öyle “Seni seviyorum” filan demezlermiş çocuklarına. Sanki büyük bir marifetmiş gibi anlatırlardı “Biz öyle yapardık” diye. Çocuklarının şımarmaması içinmiş. Hâlâ da vardır böyle yapanlar.

Yıllar önce bir yazı okumuştum. Ünlü bir eğitimci tarafından yazılmıştı. “Çocuklarınızı şımartmaktan korkmayın, bırakın şımarsınlar. Hayat nasıl olsa onları törpüleyecek” diyordu. Benim çocuklarım da küçüklerdi o zaman. Biz zaten sevgisini göstermekten çekinmeyen bir aileyiz. Kendimiz de öyle ailelerde büyüdük. Çocuklarımıza da bunu yansıtmakta hiç zorlanmadık. Elimizden geldiğince istedikleri her şeyi de yaptık. Yalnız bir kırmızıçizgimiz vardı; ağlayıp bağıranın, istediğini yaptırmak için tepinenin istediği asla yapılmazdı. Asla şımarmadılar, bir kere olsun bizi zor durumda bırakmadılar. Büyüdüklerinde sevgi dolu insanlar oldular.

Sevgi gören, sevgiyle büyüyen çocuklar huzurlu, anlayışlı, hoşgörülü ve merhametli insanlar olurlar. Çocukken sevildiğini hissetmeyen yetişkinlerin nasıl insanlar olduğunu görüyoruz. Ne ağacı, ne toprağı, ne insanları, ne hayvanı ne de çiçekleri seven, çevrelerindeki güzellikleri göremeyen, nasıl sevileceğini bilmeyen mutsuz, katı insanlar. Hiç esnemeyen, aşırı kuralcı, anlayışsız…

Oysa ne güzeldir sevmek ve bunu ifade edebilmek. Yemek, ,içmek, uyumak gibi temel bir ihtiyaçtır sevmek ve sevilmek. Ruhunu besler insanın. Sadece insanlar değil, bütün canlılar sevilmeye muhtaçtır. Artık sevgi gösterilen, konuşulan, okşanan bitkilerin daha hızlı büyüdüğü, daha çok çiçek açtığı biliniyor. Büyüğünden küçüğüne, en masumundan en yırtıcısına kadar bütün hayvanların da yavrularını nasıl sevdiklerini de biliyor, izliyoruz.

Öyleyse neden mahrum bırakalım kendimizi bu güzel duygudan? Sevdiklerimiz hala yanımızdayken, onlara söyleyebiliyorken sevdiğimizi ifade edebilmek, onlara her fırsatta seni seviyorum diyebilmek dünyanın en güzel şeyi. Annemiz, babamızı, kardeşlerimizi, her hangi bir arkadaşımızı sırf seni seviyorum demek için aramak hem onları, hem de bizi mutlu eder. Siz böyle bir telefon aldıysanız içiniz nasıl enerji dolmuş, gününüz ne kadar güzel geçmiştir. Sadece sevilene değil, sevdiğini söyleyene de çok iyi gelir sevdiğini söylemek.

Sevgi öyle yüce bir duygudur ki, yüzyıllar boyu romanlar, şiirler sevgi üzerine yazılmış, sevgi üzerine oyunlar sergilenmiştir. Yüzyıllardır anlata anlata bitirememiştir şairler sevgiyi. Hiç bir tanım yetmez sevgiyi anlatmaya.

“Seni seviyorum” bu iki kelime öyle çok şey barındırır, o kadar çok şey anlatır ki. Bunu sevdiklerimizden esirgemek gerçekten çok yazık olur. Seni seviyorum demek aranızdaki bütün kapıları açar.  Tabii iki taraf da birbirini seviyorsa…

Bir de parantez açalım burada, ilişkilerde seven ama sevgisine karşılık bulamayan ya da artık sevilmeyen taraf kadın ya da erkek hastalıklı bir ısrarcılıkta bulunup zorbalığa başvuruyorsa bu sevmek değildir.  Kişinin evladını kendi istediği yöne gitmeye zorlaması, bunun için sevgiyi kullanması da sevgi değildir. Sevmek onun mutlu olması i.in fedakârlık yapmaktır. Sevmek özgür bırakmaktır. Ve bazen de sevmek, gitmesine izin vermektir.  Büyük, küçük kim olursa olsun saygıyı kaybetmeden sevmektir gerçekten sevmek.


En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.





HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.