0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Yeryüzünde bundan sonra erişilmesi giderek zorlaşan iki yaşam kaynağı: Su ve Gıda

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini artık daha şiddetli hissediyoruz. Yağışların azalması, barajlardaki su seviyelerinin düşmesi, toprağın kalitesinin yok olması, tarım yapılabilen alanların azalması bize birer uyarı. Bugüne kadar gözardı edilen birçok konu, bugünden sonra insanlığın yeryüzünde var olma nedenidir artık. Bu konuda devletlerin ve bireylerin azami derecede hassas davranmalarının zamanı geldi de geçiyor bile. Başta su kaynakları koruyucu önlemler almalıyız. Devlet ve birey olarak bu büyük tehlikeye karşı gereken adımları atmalıyız. Bir su sızıntısının bile artık tahammül edilemez olduğu günlerdeyiz. Kuraklığın afet boyutlarına gelmek üzere olduğunu görmeliyiz.

Tarımda su kullanımı en verimli şekilde olmalıdır. Su kaybının sonuçlarını en çok bu sektör hissedecek. Devletler de bu konuda çiftçilere destek vermeli. Barajlarda su seviyeleri giderek düşerken bu konuda alınabilecek önlemler hemen yerine getirilmeli. Sulak alanları koruyucu önlemler uygulanmalı. Dünya Ana artık çocuklarını besleyemez noktaya gelmeden onun çığlıklarını duymalı herkes. Dünyayı kurtarmak için atılması gereken her adım bir an önce atılmalı.
Giderek düşen toprak ürünlerini üretimi tekrar arttırılmalı. Çiftçinin verimli üretim yapması sağlanmalı. Gelecekte açlık yaşanmaması için toprak kayıplarının önüne geçilmeli. Verimli tarım arazilerinin yerleşim yerine dönüşmesi engellenmeli. Erozyonu önleyici tedbirlere hızla başlamalı.

Yeryüzünün dengelerini bozan her türlü yakıt yerine doğaya uyumlu yakıtlar kullanılmalı. Sera gazı oluşumunu en aza indirmeliyiz. Bir gün geç olmadan geleceğimizi kurtarmak zorundayız. Birey ve devlet olarak bu konuda sorumluluklarımızı yerine getirmezsek yarını olmayan bir dünya bulacağız karşımızda.

‘Biz dünyayı dedelerimizden miras almadık, torunlarımızdan emanet aldık.’