AKADEMİK PERSONELİN SESİ OLDU

Eğitimciler Birliği Sendikası Denizli 2 Nolu Şube Başkanı Mehmet Baysal, yıllardır kadro bekleyen PAÜ Akademik Personelinin sesi oldu. Baysal, Pamukkale Üniversitesi’nde Eğitim-Bir-Sen olarak akademik ve idari personelin her zaman yanlarında olduklarını ve üniversite personelinin özlük haklarını elde edebilmeleri için çaba gösterdiklerini, bundan sonra da gayretlerinin devam edeceğini dile getirdi.

Eğitimciler Birliği Sendikası Denizli 2 Nolu Şube Başkanı Mehmet Baysal açıklamasında; “2022 yılı Mart ayında YÖK, üniversite akademik personelini kadro konusunda rahatlatacak bir karar aldı. Nitekim YÖK Başkanı Erol Özvar, 30. yıl etkinlikleri münasebetiyle Üniversitemizi ziyareti esnasında yaptığı konuşmasında; "Mart 2022'de YÖK olarak bir karar aldık, üniversitenin bünyesinde kadro bekleyen öğretim üyeleri için ilan edilecek kadroları, bu yıl için ihdas edilen 6000 normun dışında tuttuk. Bu durum kadro bekleyen akademisyenleri ve üniversite yönetimlerini memnun etti" dedi. Fakat Pamukkale Üniversitesi Yönetimi bu fırsatı ya kasıtlı olarak yahut beceremediği için maalesef kaçırmak üzere! Başka üniversiteler, bünyesinde çalışıp da Dr. Öğretim Üyeliği, Doçentlik ve Profesörlük bekleyen akademisyenleri için yüzlerce kadro ilanına çıkarken, PAÜ'de dostlar alışverişte görsün kabilinden çok az sayıda ilana çıkılıyor. PAÜ’de 8 yıldır Dr. Öğr Üyesi kadrosu bekleyen, 2-3 yıldır Doçentlik kadrosu ve Profesörlük kadrosu bekleyen akademisyenler varken ve YÖK kararı da ortadayken 5-10 kadro ilanını nasıl izah edeceğiz.

Yetkililere neden çok az sayıda akademik kadro ilanına çıkıldığını sorduğumuzda PAÜ'nün 1992'de kurulduğunu, o dönem belirlenen akademik kadro kotasının dolduğunu bu sebeple çok az sayıda kadro ilan edebildiklerini söylüyor. Fakat birçok üniversitenin PAÜ’den çok daha önce kurulduğu halde YÖK Başkanının bahsettiği fırsatı kendi üniversiteleri için, bünyelerinde kadro bekleyen akademisyenler için çok iyi değerlendirdiğini görüyoruz. Mesela temelleri 1926’da atılan Gazi Üniversitesi’nin tek seferde 233 ilana çıktığını, yine Selçuk Üniversitesi kuruluşu 1975 tek seferde 80-100 ilana çıktığını, Sakarya Üniversitesi kuruluşu 1970 tek seferde 110 ilana çıktığını, Uludağ Üniversitesi kuruluşu 1975 tek seferde 78 ilana çıktığını görebiliyoruz. Demek ki sebep kotanın dolması değilmiş! Öyle olsa bile PAÜ Yönetiminin, YÖK'le görüşerek eğer varsa kota sorunu, şimdiye kadar çözmesi gerekli değil miydi? Becerilemiyorsa bu işi yapan Selçuk Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi gibi üniversitelere 1 sene içerisinde yüzlerce ilana nasıl çıkabildikleri sorulsun. PAÜ’nün değerli akademisyenlerini kaybetmesine sebep olan akademik kadro sorunu acilen çözülmeli; kadro bekleyen bütün akademisyenlerin kadrolarının verilmesi için gerekli çalışmalar yapılarak 2022 yılı içinde beklentileri karşılayan ilan ya da ilanlara çıkılmalıdır; yoksa Pamukkale Üniversitesi için tren kaçtı-kaçıyor. Meselenin takipçisi olacağımızın bilinmesini isterim” dedi. HABER MERKEZİ