Asi bir ruhun izlerini taşıyor bedenin
Hırçın dalgalara benziyor öfken;
Belki önceleri de böyleydin
Belki bu tavrı yeni edindin…
Birileri, hep kendileri yapmak istedi
Birileri, hep aykırı buldu seni;
Yine de sen kendin olmak istedin
Yine de sen insan kalmakta direndin…
Gün oldu, gülüp geçtin olup bitene
Gün oldu, üzüldün körleşenlere;
Umutların bir bir yıkılıp gitti
Hayallerin düş olup silinip bitti…
Arzular kurala boyun eğmese
Hayaller gerçeğe yenik düşmese;
Mutlaka daha doyumsuz olurdu dünya
Mutlaka daha yaşanır olurdu hayat…
Kendin olabildiğin günden beri
Sancısını yaşadın iletişimsizliğin;
Ne kendini anlatabildin
Ne kabul gördü düşlediklerin…
Belki de bu yüzden kaçtın insanlardan
Belki de bu yüzden dost buldun düşlerini…
DAĞLARA GİDELİM
Alıp başımı gitsem
Yüce dağ başına
Uzansam
Bir ardıç dibine
Tavşanlar zıplasa her tarafta…
Şehirler, canlılara bir kodestir gülüm
Üstümüzde beton var
Güneş, bize bir ütopya
Tıklım tıklım odalarda
Hasretiz bir insana…
Alıp başımızı gitsek seninle
Tepelere kırlara
Uzansak toprağa boylu boyunca
Bir sincap karşılasa bizi
Üstümüzde gezinse karıncalar
Şehirler, insana bir mezardır gülüm
Diri diri gömüldüğün
Çiçekler yas tutar vazolarda
Duvarlar bir gardiyan
Demir ve bakır kentin efendisi
Gel, seninle dağlara gidelim gülüm
Orman içlerine
Rüzgârlar dağıtsın saçlarımızı
Ağaçkakan, bir yuva yapsın bize
Koca çınar gövdesine…
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.