Günlük hayatta çok fazla kişiyi rahatsız eden bel ağrıları, zamanında tedavi edilmediği takdirde fıtığa dönüşerek kişinin yaşam kalitesini düşürebiliyor. Bel fıtığı tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler olduğu kadar cerrahi olmayan yöntemler olduğu da biliniyor. Özel Denizli Cerrahi Hastanesi’nde Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olarak görev yapan Prof. Dr. İlker Solmaz, henüz cerrahi aşamaya gelmemiş veya sınırda olan, ağrının şiddetinin bacağa daha sık vurmadığı ileri dereceye ulaşmamış fıtıkların, bel içi enjeksiyon yöntemi ile tedavisinin mümkün olduğunu aktardı.
“Özellikle bel ve kalçaya vuran ağrıları kontrol altına alabiliyoruz”
Bel içi enjeksiyon yönteminin uygulanmasında fıtığın durumu, hastanın ilerleyen yaşı ya da ameliyat olmasını engelleyen hastalıklarının bulunması gibi birçok faktörün belirleyici olduğunu belirten Prof. Dr. İlker Solmaz, “Omurgamızda ağrıya sebep olan, omurgaları birbirine bağlayan faset eklemlerimiz var. Bu faset eklemler uzun süre travmalarla, ağır kaldırma, bele yük bindirme, yanlış hareket ya da duruş bozukluğu gibi birçok nedenden dolayı aşınıp yıpranıyor. Yıpranma sonucu etrafındaki sinire baskı uygulayarak bizim bel ağrısı hissetmemize sebep oluyor. Yani bozulmuş bir faset eklem bize bir ağrı kaynağı oluyor. Biz bel içi enjeksiyonu ağrıyı taşıyan siniri bloke ederek bu faset eklemin üzerinde yapıyoruz. Enjektör ile ilaçlar vererek doğrudan siniri baskıladığımız bel içi enjeksiyon tedavisi dışında hastalarımıza uyguladığımız RF dediğimiz (Radyofrekans Termokoagülasyon) sistemiyle fıtığın yakıldığı, küçültüldüğü ve baskı etkisinin azaltıldığı bir yöntem var. Bu yöntem ile aynı zamanda faset bloğu da yapılabilmekte. Ameliyathane şartlarında röntgen kontrolüyle doğrudan bu ağrıyı ileten sinirin üzerini bloklayarak ısı veya ilaç etkisiyle baskılanan sinire etki ederek özellikle bel ve kalçaya vuran ağrıları kontrol altına alabiliyoruz” dedi.
“Doğru hastaya yapıldığı zaman yüz güldürüyor”
Bel içi enjeksiyonun doğru hastaya, uzman hekimlerce ameliyathane ortamında yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. İlker Solmaz, “Bel içi enjeksiyon ve bu tür ameliyatsız tedavilerin mantığında yoğun kas spazmını gidermek, bel ağrısına sebep olan eklemleri ya da fıtığı küçülterek ağrıyı ortadan kaldırmak vardır. Bel içi enjeksiyon başta olmak üzere cerrahi gerektirmeyen diğer yöntemler hasta için konforlu olsa da her hastaya uygun değildir. Doğru hastaya uygulandığı zaman, güzel sonuçlar aldığımız yüz güldüren bir uygulamalardır.
Taburculuk süresi cerrahi yöntemlere nazaran daha kısadır. Yoğun bel ağrısı yaşayanların özellikle 3 günden fazla süren, ağrının bacağa vurduğu tabloda mutlaka bir Beyin ve Sinir Cerrahisi hekimine başvurulmalıdır” diye konuştu.
İHA
GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024ÇEVRE
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GENEL
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GENEL
03 Aralık 2024YAZARLAR
03 Aralık 2024ÇEVRE
03 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.