0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Birmingham, Birleşik Krallık’ın ve İngiltere’nin ikinci büyük şehridir. Konum olarak İngiltere’nin tam ortasında olması, şehre büyük avantaj getirmiş. Buraya Londra’dan 1,5 saat gibi kısa bir sürede ulaşıldığı için İngiltere’nin en çok turist çeken şehirlerinden biri durumundadır. Şehrin ortasından Rea Nehri geçmekte. Bir şehrin içinde su kanallarının olması o şehre ayrı bir güzellik katmakta. Birmingham’da bu kanallardan oldukça fazla. Hatta Venedik’ten daha fazla kanal olduğu bilinmektedir. Bu kanalların tarihi çok eskiye Sanayi Devrimi’ne dayanmaktadır. Sanayi Devrimi’nin ilk başladığı yer olan bu şehirde, yükleri taşımak için kanallara ihtiyaç duyulmuş. Kanal kenarındaki kırmızı tuğlalı binalar, o dönemlerde fabrika olarak kullanılmış. Şimdi ise keyifli zamanlar geçirebileceğiniz cafe ve restoran olarak hizmet veriyor. Bizim de bir akşam geçirdiğimiz bu bölgeye” Gas Street Basin” denilmektedir. Burası sağlı sollu rengarenk açmış çiçekleriyle, yemyeşil ağaçlarıyla yürüyüş yapabileceğiniz harika bir yer. Bize ilginç gelen, bu kanallardaki teknelerde insanların ikamet etmesi. Daire gibi kiralayıp ev olarak kullanıyorlar. Bu şehre geldiğinizde, burayı mutlaka görmelisiniz. Şehrin en meşhur meydanı, Victoria Meydanı’dır. Meydanda ihtişamlı yapısıyla Tiyatro Binası ve Belediye Binası bulunuyor. Avrupa’nın en büyük kütüphanesi de bu şehirde. Kütüphane, parıltılı metalik mimarisi ile uluslararası alanda ödüller almış. Kütüphanenin içinde bahçesi ve yer altında amfi tiyatrosu var. Birmingham, bir öğrenci şehri. Birmingham Üniversitesi, dünyanın en başarılı üniversitelerinden biri. Bu sebeple çoğunlukla genç nüfusun yaşadığı, her daim hareketli bir şehir görünümündedir. Gezerken de ülke dışından buraya okumak için gelmiş birçok genç göreceksiniz. Şehrin en hareketli yürüyüş caddesi, New Street Caddesi’dir. Şehrin sembolü olarak bilinen diğer yapılarından biri de Birmingham (St.Philips) Katedrali. Birmingham’a gelmeden önce, bu şehir hakkında hiçbir bilgim yoktu. Oysa ki İngiltere’nin en yeşil şehriymiş. Yeşil parklarıyla, kanallarıyla huzur veren bir şehir. Gezdikten sonra” İyi ki burayı gördüm” dediğim bir şehir…Bol Gezili Günleriniz Olsun.