Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Orucumuzu sağlıklı bir şekilde yerine getirmek için; niyet etmek, niyetin başlama ve bitme zamanını bilmek, tan ağarmaya başlamasından güneş batıncaya kadar orucu bozan şeylerden sakınmak gerekir. Sahur yemeği zevk ve neşe içinde yenir. Sahur yemeği oruca dayanma gücünü artırır. Böylece oruç ibadetinin daha kolay yerine getirilmesine katkı sağlar. Yemek bitince eller yıkanır, dişler fırçalanır. Oruç için hazırlanılır ve niyet edilir. Oruç tutmak için niyet şarttır. Niyet, akşam ya da sahurda yemek yedikten sonra “Allah rızası için ramazan orucunu tutmaya niyet ettim” diyerek edilir. Mutlaka bu cümleyi söylemek şart değildir. Zihinden geçirmekle de niyet olur. Sahura kalkmak da ayrıca bir niyettir. Sevgili Peygamberimiz “Sahurda yemek yiyiniz., çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.” buyurarak sahura kalkmayı öğütlemiştir…Sabah şafak sökmeden önceki vakit olan imsak vakti, aynı zamanda sabah namazının başlangıcıdır. İmsak vaktinin başlamasından itibaren orucu bozacak davranışlardan sakınmak gerekir. Orucun vakti akşam gün batıncaya kadar devam eder. Peygamberimizin iftar yaptığı dualardan biri şöyledir: “Allah’ım, senin için oruç tuttum. Sana inandım. Sana güvendim. Senin verdiğini yiyeceklerle orucumu açıyorum. Verdiğin nimetlere şükürler olsun.” İftar duasını bu şekilde yapmak şart değildir. İsteyenler içinden geldiği gibi istedikleri şekilde dua edebilirler. Orucumuzu açtığımız zaman olan iftar vakti, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için bütün gün aç ve susuz geçiren oruçlunun en duygulu olduğu andır. Kendisi için akşama kadar oruç tutarak ibadet eden kimsenin duygularını en iyi bilen ve duyan Allah’tır. İftar vaktinde içten yapılan duaları kabul eder. Ramazan’da oruç açma vaktinin ayrı bin neşesi vardır. Bütün aile bireyleri hep birlikte sofraya oturur, oruç açma vaktini gelmesini bekleriz. Ezan veya top sesinin duyulmasıyla birlikte orucumuzu dua ile açarız. Yemeğimizi yedikten sonra dua ederek Allah’a şükrederiz. Sonra akşam namazını kılar ve teravih namazı için hazırlıklara başlarız. Bu ayda camiler dolar taşar. Bu durum Müslümanlar arasında sevgi, saygı, hoşgörü, yardımlaşma ve dayanışmanın artmasına neden olur. Bir kimsenin Kur’an’ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce Kur’an’dan takip etmesine “mukabele” denir. Hz. Muhammed’e 610 yılında ilk vahyin gelişiyle başlayan Kur’an’ın indiriliş süreci, 632 yılına kadar, yaklaşık yirmi üç yıl devam etmiştir. Peygamberimizle Cebrail, her yıl ramazan ayında bir araya gelerek, o güne kadar indirilen Kur’an ayetlerini, karşılıklı olarak okurlardı. Önce Cebrail okur Peygamberimiz dilerdi. Daha sonra da Peygamberimiz okur, Cebrail dinlerdi. Bu durum Peygamberimizin vefat ettiği yıl 632 de iki kez tekrarlanmıştır. Böylece Kur’an ayetlerinin unutulmasına meydan verilmemiştir. Peygamberimizin bu davranışını kendilerine örnek alan Müslümanlar, bunu dini bir gelenek olarak günümüze kadar sürdürmüşlerdir Kutsal kitabımız olan Kur’an Ramazan ayında indirilmeye başlanmıştır. Bu nedenle Müslümanlar Ramazan ayında Kur’an okumaya daha çok özen gösterirler. Kur’an’ın okumak her Müslüman’ın dini bir görevidir. Kur’anı kerim Allah tarafından Hz. Muhammed’e vahiy yolu ile bildirilmiş olan son ilahi kitaptır. Kaynağının ilahi olması nedeniyle kutsaldır ve tamamıyla Allah’ın sözlerinden ibarettir. Bu nedenle de İslam dininin temel kaynağıdır ve dini hayatımızla ilgili bilgileri ondan öğreniriz. Peygamberimiz Kur’an okumaya çok önem vermiş ve sözleriyle bunu teşvik etmiştir. “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı okuyan ve okutandır.”(Ebu Davud) Bunun için Kur’an okumak, her müminin dini görevidir. Kur’an okuyan Allah ile konuşmuş, dinleyen de Allah’ın sözünü işitmiş sayılır. Ramazan ayında Müslümanların yerine getirmeleri gereken ibadetlerden biri de fıtır sadakasıdır. Halk arasında buna “fitre” denir. Zekâttan ayrı olarak, zengin sayılan her Müslüman yılda bir kez muhtaç kimselere “fitre” verir. Fitre, zekâta göre daha küçük çaptaki bir yardımdır. Bunda belli bir yaşa gelmiş olma şartı aranmaz. Bir ailedeki bütün bireylerin fıtır sadakasını büyüklerinden biri verebilir. Fitre miktarı kişinin ekonomik düzeyine, maddi durumuna göre değişmektedir. Ülkemizde fitrenin miktarı her yıl müftülüklerce açıklanır Fitre bayram namazından önce verilir. Böylece fakir kimselerin bayram ihtiyaçlarına katkıda bulunulur…Fıtır sadakası, oruçluyu yanılarak söylediği kötü sözlerin günahlarından temizler, yoksullar için bir azık olur. Kim onu bayram namazından önce verirse kabul edilmiş bir fitre sadakası olur. Bayram namazından sonra verirse normal bir sadaka olur. “Zekât, sahip olduğumuz malın, fitre de sağlık içinde bayrama ulaşmamızın şükrüdür. Fitreyi alan kişi bununla bayram ihtiyaçlarını karşılar. Böylelikle zenginler yoksulların bayram sevincine katkıda bulunmuş olurlar. Fıtır sadakası insanlar arasındaki sevgi, saygı, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma bağlarının kuvvetlenmesine katkı sağlayan önemli bir ibadettir. Allah CC Selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun..
GÜNDEM
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024ÇEVRE
04 Aralık 2024EKONOMİ
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GENEL
04 Aralık 2024GÜNDEM
04 Aralık 2024GENEL
04 Aralık 2024YAZARLAR
04 Aralık 2024ÇEVRE
04 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.