Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Cehennem üzerine kurulmuş sırat ile geçilen gizemli hayat. Hz. Adem’in yasak ağacın meyvesinden yediği için dünyaya gönderildiği adres… İçinde bulunan bitki ve ağaçların gölgesiyle kaplanmış yerle gök arası geniş bir meyvelik bahçe. İman edip sâlih amel işleyenlerin ebedî âlemdeki makamı… Rablerinin huzuruna suçlu olarak varmaktan korkanların ve nefsini hevasından arındıranların konağı. Allah’ın rızasını kazananlar için mükafat olarak hazırlanmış hoş bir mekan. Altlarında ırmaklar akar Adn cennetlerinin, orada İrem ve Gesi bağlarını mecazda bırakarak çekirdekli ve çekirdeksiz üzüm bağları ve asmalar vardır. Asmalı konaklar vardır içinde huriler oturan. Mü’minler pınar başlarında yüzerler Naim cennetlerinde… Hüsna cennetinde görür Allah’ın kulları Rablerini… Dolunaya bakar gibi temaşa ederler yaratıcılarını… Kimisini aşk-ı Hak almış durur… Kimisi Tur’da Rabbinin tecellisini gören Musa gibi olur. Kimisi kılıçların gölgesinde gelmiştir Cennet’e, kimisi anasının rızasını alarak varmıştır selam yurduna… Kimisi sabır sayesinde giymiştir ipek elbiseyi. Kimisi altın kâseden içmiştir Kevser’i… Peygamberlerin davetine uyarak iman edip, dünya ve ahirete ait işleri, kulluk vazifelerini elden geldiği kadar güzel bir şekilde yapan temiz ve müttakî kişiler için hazırlanmış bir huzur ve saadet yurdudur. Kısaca ahiretteki nimetler yurdunun adıdır.
Kur’an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerde Cennet, çeşitli şekillerde tasvir edilmiştir. Bilhassa Kur’an-ı Kerîm’de ağaçları altından ırmaklar akan Cennetler şeklinde anlatılmaktadır: “Cennet takva sahiplerine, uzak olmayarak yaklaştırılmıştır. İşte size va’dolunan, gördüğünüz şu Cennet’tir ki, O, Allah’ın taatına dönen onun (hudud ve ahkâmına) riayet eden çok esirgeyici Allah’a bütün samimiyetiyle gıyâben saygı gösteren, hakkın taatına yönelmiş bir kalble gelen kimselere aittir. ” (Kâf, 31- 33) “Tövbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiçbir şeyle haksızlığa gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak Aç uğratılmayarak Cennet’e, çok esirgeyici Allah’ın kullarına gıyâben va’d buyurduğu Adn Cennet’lerine gireceklerdir. Onun vadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, öyle Cennet’tir ki biz ona kullarımızdan gerçekten müttakî olanları vâris kılacağız. ” (Meryem, 60-63) Cennet, bu dünyada yapılan iyiliklerin ahirette Allah tarafından verilen karşılığıdır.Kur’an’da Cenâb-ı Allah şöyle buyurmaktadır: “Adn Cennetleri vardır ki altlarından ırmaklar akar. Onlar orada ebedî kalıcıdırlar. İşte günahlardan temizlenenlerin mükâfatı.” (Tâhâ, 76) Cennet şu anda var mı? Ehl-i Sünnet inancına göre, Cennet halen vardır, yaratılmıştır, hazırlanmıştır. Nitekim şu ayet bunu açıkça ifade eder: “Rabbinizin mağfiretine ve eni göklerle yer kadar olan Cennet’e koşun. O Cennet takva sâhipleri için hazırlanmıştır. ” (Âli İmrân, 133) Peygamber Efendimiz (sav.) şöyle buyurmuşlardır: “Demincek Cennet ile Cehennem şu duvarın yüzünde bana arz olundu.” “Cennet bana yaklaştı, o kadar ki, eğer cür’et edeydim salkımlarından bir tânesini size getirebilecektim.” Allah CC selamıbereketi Rahmeti üzerinize olsun.
Kaynaklar: 1) Cennet, Durak PUSMAZ, Şamil İslam Ansiklopedisi 2) Cennet, A. Hamit Özyayla, İlkadım Dergisi, Eylül 2004
GÜNDEM
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024ÇEVRE
23 Aralık 2024EKONOMİ
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024GENEL
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024GENEL
23 Aralık 2024YAZARLAR
23 Aralık 2024ÇEVRE
23 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.