DEMİR ONUN ELİNDE YATAĞAN’A DÖNÜŞÜYOR

Yatağanlı Kılıç ustalarından Abdurrahman Aşçı, Hem Yatağan geleneğini yaşatıyor hem de ekmek parasını kazanıyor. Özel siparişler geldiğini söyleyen Aşçı, “Yatağan Kılıcı ve Palasını gelecek nesillere aktarıyorum. Geleneğimizi yaşattığımı içinde çok mutluyum. En çok sipariş Yatağan kılıcına oluyor. Bunda Türk dizilerinin etkisini görebiliriz. Bizde istek doğrultusunda vatandaşlarımıza Yatağan Kılıcı imalatı yapıyoruz” dedi.

Yatağan’ın metal işleme sanatı yüzyıllar öncesine dayandığını ifade eden Aşçı; “Yatağan’da bu gelenek 600 yıl geriye kadar götürülmektedir. Yatağan Kasabası’nda büyük oranda “Yatağan Palası” olarak bilinen kesici silaha eski dönemlerde yalnızca “Yatağan” demek daha yaygın bir söyleyiş biçimidir. Yatağanlar da namlu aynı kılıç yapımında olduğu gibi kılıç yumurtası denilen 2-3 kg. ağırlığında, 5-8 cm çapında ve 8-12 cm yüksekliğinde demir külçelerden yapılır. Hazır bir envarter şeklinde olan demir külçe, iki kişi tarafından körük yardımıyla kızdırılmış olan ocakta kızıl hale gelinceye kadar bekletilir. Bu hale gelen demir saatlerce, bazen günlerce bir veya iki kişi tarafından çekiçlerle dövülür. Bu işlem ile bu şablona asıl kılıç şekli verilmeye çalışılır. Bu işlem sırasında kılıcın namlusuna kan olukları ve damgalar da yapılır. Kızgın ve düz halde olan demir kıvrılmak suretiyle Yatağan’ın klasik formu oluşturulur. Bunu yapmak özel maharet isteyen bir durumdur ki kılıç üzerinde yapılan içe doğru kavisin belirli bir dengede olması gerekiyor” dedi.

Abdullah GÖNÜLTAŞ-ÖZEL HABER