DİKKAT, ‘GASLİGHTİNG’E MARUZ KALMIŞ OLABİLİRSİNİZ
İlişkilerde manipülasyon tekniklerinden biri olan “gaslighting” kavramı, ilişkilerde sık yaşanan bir durum. Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Müge Yaşar, gaslightinge uzun süre maruz kalan kişide özsaygının ve özgüvenin yitirilmesi, depresyon, anksiyete ve panik atak gibi durumlar oluşabileceğini belirterek, bu duruma maruz kalıp kalınmadığını anlamak ve baş edebilmek için bazı ipuçları verdi.
Henüz tam olarak Türkçe karşılığı bulunmayan, başka bir kişinin düşünce ve davranışlarını kontrol etmeye çalışan kelime ve eylemler bütünü anlamına gelen ’gaslighting’e maruz kalan kişinin sebepsiz yere kendini suçlu veya anlamsız hissettiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Müge Yaşar, aslında amaçlananın kişi üzerinde güç sağlamak ve onu kendine bağımlı hale getirerek kontrol etmek olduğunu söyledi. Dr. Yaşar, bu noktada durumu fark etmenin çok önemli olduğuna değinerek, “Gaslightine uzun süre maruz kaldıysanız sürekli kendinizden şüphe edersiniz. Olayların gerçekliğini sorgular, tam ne şekilde olduğundan emin olamazsınız. Kişi sizi üzecek davranışlar sergileyip, bunlara aslında sizin neden olduğunuzu söyler. Kendinizi aslında sizin suçunuz olmayan konular için özür dilerken bulursunuz. Onun hataları için bahaneler bulup, kendinizi savunmaya başlamışsınızdır. Çok hassas, duygusal ve alıngan olduğunuz, kafanızda senaryolar kurduğunuzla ilgili eleştirildiğinizi fark edersiniz. Dahası bunun aşağılanan bir üslupla yapıldığını görürsünüz” dedi.
“PSİKİYATRİK RAHATSIZLIKLARA SEBEP OLABİLİYOR”
Yaşar, bu durumun gaslightinge maruz bırakılan kişinin kendisine, olaylara ve insanlara bakış açısını oldukça olumsuz etkilediğini, maruziyetin devamı halinde kişide özsaygının ve özgüvenin bitiminden depresyona, anksiyeteye, panik ataklara kadar giden durumlara sebep olduğuna dikkati çekti. Yaşar, “Manipülasyon tekniklerinin en bilinenlerden biri olan gaslighting, kişinin gerçeklik algısına yapılan bir saldırıdır. Gaslighterlar en sık şu cümleleri kullanır; ‘Bunları sen kafanda kurmuşsun’, ‘Olan biteni doğru şekilde hatırlamıyorsun’, ‘Hasta olan sensin, bir psikiyatriste görünmelisin’, ‘Bunu bana sen yaptırdın, çünkü senin yüzünden öfkelendim’, ‘Sadece şaka yapıyordum, fazla tepki gösteriyorsun’, ‘Bu konuda herkes seni haksız ve hatalı bulur’, ‘Hiçbir sebep yokken sen bana bağırdın, ben ne yaptım ki’, ‘Sana asla kasten zarar vermem, seni sevdiğimi biliyorsun’” ifadelerini kullandı.
“EN SIK ROMANTİK İLİŞKİLERDE GÖRÜLÜYOR”
Müge Yaşar, gaslightingin en çok romantik ilişkilerde görüldüğüne değinerek, partnerini arkadaş çevresinden, ailesinden, hatta işinden uzaklaştırmak için onu ve çevresindekilerin eleştirilip küçümsenerek, onlara sıfatlar bularak aşağılandığını ifade etti. Yaşar, “Bir diğer gaslighting türü de ebeveynin çocuğuna onun iyiliği ve gelişmesi çerçevesinde yaptığını söylediği davranışlardır. Ebeveyn çocuğunun bir birey olarak kendi kararlarını almasına izin vermez, ona destek olmak yerine kontrolü ele almak için duygusal yönlendirme yapar. Kendini zor durumdaymış gibi göstererek veya çocuğuna duygusal mesafe koymakla tehdit ederek isteğini yaptırabilir. Bu şekilde büyüyen çocuklar yetişkin olduğunda aynı savunma düzeneklerini çevresine karşı kullanırlar. Gaslighting yapan kişiler sıklıkla narsistik kişilik veya antisosyal kişilik örüntüsüne sahiptir, empati ve duygusal zeka açısından eksiktir. Sıklıkla yaptıkları hareketleri hatırlamazlar ve bilinçli olarak yapmazlar. Bunları söylediğinizde hepsini inkar ederler” dedi.
GASLİGHTİNGE MARUZ KALDIĞIMIZDA NE YAPMALIYIZ?
Müge Yaşar, gashlightinge maruz kalındığında yapılması gerekenleri ise şöyle aktardı: “Kendinizden şüphe ettiğiniz ve suçluluk hissettiğiniz anda duygularınızı tartın. Diyalog sırasında suçlandığınızda hararetli bir konuşmayı kısa tutun, tartışmadan kaçının. Çünkü bu kişiler hatalarını kabul etmezler, suçlayıcıdırlar ve geri adım atmazlar. Konuyu değiştirmeye çalışmalarına izin vermeyin. Hataları veya kalbinizi kırdığı için özür dilemez, çünkü kendisini haklı görüyordur. Dilese bile samimi olmadığını unutmayın. Duygularınızı yakınlarınızla paylaşın. Kendinize olan inanç ve güveni yeniden yapılandırıp, iyileşmek için bir terapistten destek alın. En önemlisi o kişi ile aranıza sınır ve mesafe duvarları örerek uzaklaştırın.” İHA