FİDYE NEDİR, ORUCUN FİDYESİ
369 okunma

FİDYE NEDİR, ORUCUN FİDYESİ

ABONE OL
19/04/2022 15:21
FİDYE NEDİR, ORUCUN FİDYESİ
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Tâkatsizliği ve güçsüzlüğü her geçen gün artarak devam eden ve artık düzelmesi ihtimali olmayan düşkün ihtiyarlar ve şifâsız hastalar, farz ve vacib olan oruç borçlarından kurtulmak için, her oruca mukabil bir fidye verirler. İslam dininde Fidye genel olarak yapılan bir yanlışa verilen özür veya hataya gidermeye yönelik özür mahiyetinde bir karşılık vermektir. İbadetlerle ilgili fidye, oruç ve hacda söz konusudur. Fidye, fakir bir kimsenin sabahlı ve akşamlı bir günlük yiyeceğidir ki bir fitre sadakasına eşit miktardadır. Kuran-ı Kerim’de Yüce Allah Azze ve Celle fidye ile ilgili olan bir ayeti kerime şöyle buyurmaktadır. Bakara Suresi 184. Ayet Meali: “Oruç, sayılı günlerdedir. Sizden kim hasta, ya da yolculukta olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutar. Oruca gücü yetmeyenler ise bir yoksul doyumu fidye verir. Bununla birlikte, gönülden kim bir iyilik yaparsa (mesela fidyeyi fazla verirse) o kendisi için daha hayırlıdır. Eğer bilirseniz oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.” İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra kaza etmesi mümkün olmadığından oruç tutamadığı her güne karşılık bir fidye öder. Zira ramazan ayında oruç tutmaya gücü yetmeyen kimseler ile iyileşme ümidi bulunmayan hastalar ileride oruç tutabilecek duruma gelirlerse tutamadıkları oruçları kaza etmeleri gerekir. Ama tutamaya güçleri olmadıkları için oruçları fidye ödemesi vaciptir.
Fidye bir maddi tövbe olarak ta değerlendirilebilir. Ramazan içinde verilebileceği gibi, evvelinde veya sonunda da verilebilir. Fidye miktarı bir sadaka-ı fıtır miktarıdır ki fidye miktarı her sene Diyanet’in belirlediği miktar ile Fakirleri sabah – akşam günde iki öğün doyurmak suretiyle olabileceği gibi, öğünlerin parasını vermek suretiyle de olabilir. Para toptan da verilebilir, her gün ayrı ayrı da. Bir fidye – ayet-i kerimede de belirtildiği gibi – bir fakiri tam bir gün doyurmaktır. Bir günde ise iki öğün vardır. Fidyeler, yalnız bir fakire verilebileceği gibi, birden fazla fakirlere de verilebilir. Ramazan içinde verilebileceği gibi, evvelinde veya sonunda da verilebilir. Fakirleri sabah – akşam günde iki öğün doyurmak suretiyle olabileceği gibi, öğünlerin parasını vermek suretiyle de olabilir. Para toptan da verilebilir, her gün ayrı ayrı da… Oruç tutma gücünde olmayan kimse, fidye verebilecek kadar zengin de değilse, yapacağı iş, Allah’tan af ve mağfiret dilemektir. Fidye vermek mecburiyeti, onun üzerinden kalkmıştır.. Fidye, bir fıkıh terimi olarak, esaretten kurtulmak için ödenen bedeli veya bazı ibadetlerin eda edilmemesi ya da edası sırasında birtakım kusurların işlenmesi halinde ödenen dini-mali yükümlülüğü ifade eder. Fidye kelimesi Kur’an-ı Kerim’de, iki ayette terim manasında (Bakara, 2/184, 196) ve bir ayette de sözlük anlamında (Hadid, 57/15) geçmektedir. Esaretten kurtulmak için ödenen fidyeye kurtuluş fidyesi denir. Savaş esnasında ele geçirilen esirler, düşmanın Müslüman esirlere yaptığı muameleye, hal ve şartlara göre, fidye karşılığı salıverilebilir. Hz. Peygamber, Bedir’de esir almış olduğu müşrikleri fidye karşılığı serbest bırakmış, parası olmayanları da, on Müslüman’a okuma-yazma öğretmesi mukabilinde serbest bırakılacağını ilan etmiştir. İbadetlerle ilgili fidye ise, oruç ve hacda söz konusu olmaktadır. İhtiyarlık ve şifa ümidi olmayan bir hastalık sebebiyle oruç tutamayan kimse, daha sonra kaza etmesi mümkün olmadığından her gününe karşılık bir fidye öder. Bu durumdaki bir kimsenin fidye ödemesi vaciptir. Kur’an-ı Kerim’de, “Oruç tutmaya güç yetiremeyenler, bir fakir doyumu kadar fidye öder.” (Bakara, 2/184) buyurulmaktadır. Bu ayetten hareketle fidye miktarının, bir kişiyi bir gün için doyuracak yiyecek olarak anlaşılmıştır. Hac ve umre için ihrama giren kişilere bazı hususlar yasaklanmıştır. Bu fiillerden birini işleyen kimsenin keffaret ödemesi gerekir. Bu Kur’an-ı Kerim’de fidye olarak isimlendirilmektedir (Bakara, 2/196). Hastalık veya başka bir sebeple ihram yasaklarından birini çiğnemek zorunda kalan kimse, fidye olarak üç gün oruç tutma veya altı fakiri doyurma ya da kurban kesme hususunda muhayyerdir. Bu yasakları kasten çiğneyen kimse ise, işlediği cinayetin türü ve şiddetine göre, kurban keser veya sadaka verir. Fidye olarak kesilen kurbanlar Harem bölgesinde kesilmesi gerekir. Oruç tutma ve fakir doyurma ise, her yerde olabilir. Bütün fakihlere göre, kasten çiğnenen bir ihram yasağı için fidye ödemenin yanında ayrıca işlediği günahtan dolayı tövbe etmesi gerekir. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Please disable your adblocker or whitelist this site!