0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tango ve futbol ülkesi “Arjantin”…                          

Maradona, Messi gibi ünlü futbolcuları çıkarmış bir ülke. Biz de gelmişken meşhur stadı, “La Bombonera Stadı” nı görmeden geçmek istemedik. Arjantin, Güney Amerika Kıtası’nın güneyini kaplayan bir ülke. Kapladığı coğrafi alanıyla kuzeyden güneye doğru daralıyor. Ben keyifli dolu dolu 4 günümü Arjantin’in başkenti “Buenos Aires” de geçirdim. Buenos Aires’e gittiğinizde, en eğlenceli mahallesi olan “La Boca Mahallesi” ne uğramadan gelmeyin. Neden mi? Rengarenk boyanmış evleriyle, sokaklarına taşan dans ve müziğiyle, tango şov gösterisi yapan restoran ve kafeleriyle şehrin en hareketli mahallesi. Turistik bir mahalle diyelim. La Riachuello Nehri’nin döküldüğü yerde kurulmuş. Çok eski bir liman yerleşim yeriymiş. Ülkenin ünlü stadı “La Bombonera Stadı”, bu mahallede yer alıyor. Bu renkli mahallenin en ünlü sokağı “Caminito Sokağı”. Trafiğe kapalı bir sokak. Sokak boyunca, duvarlarda ressamların çizmiş olduğu resimler ve Evita, Maradona gibi ünlü kişilerin heykelleri bulunuyor. Tango demişken; Tango, 19yy.da Buenos Aires’te ortaya çıkmış. Sonrasında hızla dünyaya yayılmış. Dünyanın en fazla şeritli caddesi olarak bilinen “9 Temmuz Caddesi” bu şehirde yer alıyor. 22 ayrı şeritten meydana geliyor. Karşıdan karşıya geçmek için en az 3 ışıktan geçmeniz gerekiyor. Bir o kadar şeridin fazla olmasına rağmen trafik, çok akıcı işliyor. Arjantin’in simgesi “Obelisk (Dikilitaş)” da bu cadde üzerinde bulunuyor. Arjantin’in kuruluş yıldönümünde, 1936 yılında inşa edilmiş. 67 mt. yüksekliğindeki görüntüsüyle, şehrin sembollerinden biri haline gelmiş. Geceleri yapılan ışıklandırma ile daha çok dikkati çekiyor. Bu caddeye çıkan sokaklar, bir o kadar kalabalık. Şehrin en hareketli noktaları buraları.                                                

Düşünün ki, bir mezarlığı sanat eserine bakar gibi dolaşıyorsunuz. Bu mezarlık, “Recoleta Mezarlığı”. Adeta bir açıkhava müzesi. Dünyanın en güzel mezarlıkları listesinde. Bu mezarlıkta Eva Peron’un, Napolya’nın torununun, Arjantinli başkanların ve tanınmış kişilerin mezarları bulunuyor. Bu arada Arjantin’in simgesi olan 23 mt.lik “Dev Metal Çiçeği” bahsetmeden geçmeyeyim. Otomatik çalışma düzeneği uygulanmış. Bu çiçek, gündüzleri açıyor akşamları kapanıyor. Benim bu şehirde yapmaktan keyif aldığım bir aktivite de, “Tigre Nehri Tekne Gezisi” iydi. Tigre Nehri kenarına adeta bir şehir kurulmuş. Özel yazlıklar, okullar, kiliseler, restoran ve kafeler inşa edilmiş. “Tigre”, Buenos Aires’e 30 km. uzaklıkta bir şehir. Buenos Aires’in “3 Şubat Parkı” da görülmeye değer bir park. İçerisinde binlerce gülün olduğu Japon Bahçesi ve Arjantinli önemli edebiyatçıların büstleri bulunuyor. Gezmeniz saatler alıyor. Şehrin ünlü meydanlarından biri de “Mayıs (Anneler) Meydanı”. Burada Arjantin’in bağımsızlığı ilan edilmiş ve anısına birçok insan heykeli dikilmiş. Meydanda, “Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi” nin de bulunduğu “Başkanlık Sarayı (Pembe Ev)” bulunuyor. Dünyaca ünlü 280 şelaleden oluşan doğa harikası “Iguazu Şelalesi” ni, Brezilya’dan olduğu gibi Arjantin tarafından da ziyaret etmeniz mümkün. “Iguazu Şelalesi”, Brezilya, Arjantin, Paraguay ülkelerinin sınırlarının kesiştiği noktada yer alıyor. Bu müthiş güzellikteki şelaleyi görmek için dünyanın her yerinden akın akın turist geliyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış. Benim de gitmeden önce en çok görmek istediğim yerdi. Arjantin insanı, sıcakkanlı ve yardımsever. Türkleri seviyorlar. Papanın Arjantinli olması sebebiyle dini inançlarına sıkı bağlılar. Dünyanın en çok sığır eti üreten ülkesi olduğu için her yerde et yemeklerini yemeniz mümkün. Yerel içecekleri, özel bardağı ile içilen Mate çayı. Dönerken sevdiklerinize bu çay ve bardağını hediye olarak götürebilirsiniz. Arjantin’e gittiğinizde yaşayacağınız en güzel deneyim; kışın giderseniz orada yazı yaşamanız ve Türkiye saati ile 6 saat geride olmanız olacaktır…                                 

Tabi Türkiye’ye dönüşte de jet laga dikkat….Bol gezili günleriniz olsun…