HOŞ GELDİN YENİ YIL
Yeni yıl geldi. Yeni yıl hayırlara vesile olsun. Etrafımıza baktığımızda yeni yılın geldiğine sevinenler var, bir yandan da geldiğine üzülenler var.
Seviniyoruz, gelecek yıl bize ne getirir, yaşamımızda bizlere ne gibi sürprizleri olur diyerek beklentilerimizle beraber yeni bir yılın gelmesi insanları sevindirebilir.
Diğer taraftan da üzülenler olacaktır çünkü hayat devam ediyor. Geçen her gün ömrümüzden bir gün daha eksiltmekte, bizleri yaşlandırmakta ve adım adım ömrümüzün sonuna doğru bizleri yaklaştırmakta.
Ömrün sonuna şöyle ya da böyle bir şekilde yaklaşıyoruz yaklaşmasına ama aslında her geçen günümüze şükretmeliyiz, her gelecek gün ve yaşadığımız her güne de sabretmeliyiz. Hesabımızı kitabımızı da ona göre yapmalıyız.
Ticari şirketlerin her yılbaşlarını temel alarak, gelir ve giderlerini ona göre tasnif ve tanzim edip muhasebelerinin gelir gider tablosunda kar hanesinin iyi olmasına çabaladığı gibi bizlerde yeni yılı milat olarak kabul edip hayat, yaşam muhasebemizi iyi yapmalıyız ki kar hanemizi zenginleştirmeliyiz.
1 Ocaktan itibaren yarım kalan önemli işlerimiz, projelerimiz var ise onları tamamlamalıyız.
Kötü huylarımız ve alışkanlıklarımız var ise onları bırakarak, kötü huy ve alışkanlıklarımızdan uzak durmalıyız.
İyilik ve yardım severlik tarafımızı artırarak, kötülük tarafımızı azaltarak, insanlara, hayvanlara ve canlı olan her şeye iyi davranmalıyız.
Göremediğimiz, uzak kaldığımız, akraba, dost, arkadaş gibi yakınlarımızı ziyaret ederek, hal hatır sorup onların gönüllerini almalıyız.
İş yerimizde, çalışmalarımızda başarı çıtasını birkaç tık daha yukarı taşımalıyız.
Anne ve babalarımız sağ ise onları ziyaret edip, ellerini öpüp hal hatırlarını sorarak ve gücü yetmediği işlerini görerek gönüllerini ve hayır dualarını almalıyız.
Yok şayet anne ve babalarımız hayatta değillerse, kabirlerini ziyaret ederek ve arkalarından hayır dualarla ve hayırlarla onları yad etmeliyiz.
Boş zamanlarımızı okuyarak, sevdiğimiz işlerle ve hobilerle uğraşarak, çeşitli etkinlik ve çalışmalarla değerlendirmeliyiz ve üreterek kendimizi mutlu edebiliriz.
Ne bileyim aklıma gelebilenler bunlar. Tabi ki herkes kendine göre örnekleri çoğaltabilirler.
Diğer taraftan yılbaşı Rumi bir takvim başlangıcı olarak Hıristiyan dinine mensup olanların Hz. İsa peygamberin doğum gününü kutladığından, Hıristiyan adet, gelenek ve göreneklerini evlerimize sokmayarak (çam ağaçlarının süslenmesi ve katledilmesi, Noel babanın çocuklara hediye getirmesi, içkilerle, kumarlarla, şans oyunlarının oynatılmasıyla v.b) çocuklarımızı ve ailemizi bu tür etkinliklerden uzak tutalım. Bu günün diğer günlerden bir farkının olmadığını sadece bir yılın bitip, diğer bir yılın başladığını onlara anlatalım ve yaşatalım.
Sadece yılbaşını temel alarak, milat sayarak gelecek günlere daha başarılı, sağlıklı ve mutlu bir şekilde hayatımızı devam ettirmenin adına plan ve programlarımızı buna göre yapalım diyorum sevgili dostlar.
Yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde Ankebut Suresi 64. Ayette mealen şöyle buyurmaktadır. Bu dünya hayatı, sadece bir oyun ve (eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadan ibarettir. Gerçekten ahret yurdu ise, asıl hayat odur. (Keşke insanlar bu gerçeği) Bilmiş olsalardı.
Yeni yılın 2020 yılının insanlığa ve İslam âlemine barış, huzur, mutluluk ve en önemlisi sağlık getirmesi temennisi ile yeni yılınız kutlu olsun.
HÜSAMETTİN TAT