İNSANLARIN MANEVİYATI AYNASIDIR
297 okunma

İNSANLARIN MANEVİYATI AYNASIDIR

ABONE OL
14/09/2022 09:05
İNSANLARIN MANEVİYATI AYNASIDIR
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla İnsanların yüzü manevi anlamda çok şeylerin aynasıdır ve çok şeyleri yüzlerden anlamak mümkündür. Bazı yüzler görürsünüz, apaçık, parlak ve ışık doludur. Bazı yüzler görürsünüz, karanlık, ışıksız ve soluktur. Burada, fiziki olarak insanın yüzündeki beyazlıktan ya da karalıktan bahsetmediğimiz açık. Üzerinde durduğumuz husus, manevi beyazlık, manevi ışık ve manevi güzelliktir. Nitekim öyle yüzler var ki, fiziki olarak kara, fakat Nur ve ışık dolu. Öyle yüzler var ki, fiziki olarak beyaz, fakat, manevi olarak kapkaradır. Konuyu daha anlaşılır kılmak için, öncelikle, bebeklerin ve çocukların yüzlerinden örnek vermek daha isabetli olacak. Çocukların, hele bebeklerin yüzleri ne kadar hoş, ne kadar Nurlu ve parlaktır. Çocuklar masum, çocuklar suçsuz, yüzlerinde o masumluğun Nuru ve parlaklığı var. Suçlulara, günahkârlara gelince, yüzlerine bakmak bile insana zor geliyor. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de buna ilişkin ayetler vardır: “ O gün yüzler ışıl ışıl parlar.” (Kıyamet Suresi, 22. Ayet) “O gün, öyle yüzler vardır ki kararmış-ekşimiştir.” Kıyamet Suresi, 24. Ayet) “(O gün) Suçlu-günahkârlar, simalarından tanınır da alınlarından ve ayaklarından yakalanırlar” (Rahman Suresi, 41. Ayet) “Eğer biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından tanırsın. Andolsun, sen onları, sözlerin söyleniş tarzından da tanırsın. Allah, amellerinizi bilir.” (Muhammed Suresi, 30. Ayet) “(Sadakalar) Kendilerini Allah yolunda adayan fakirler içindir ki, onlar, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremezler. İffetlerinden dolayı bilmeyen onları zengin sanır. (Ama) Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler. Hayırdan her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.” (Bakara Suresi, 273. Ayet) Yüzlerdeki manevi parlaklığı, sevinci, Nuru ya da manevi karalığı, üzüntüyü, Nursuzluğa ilişkin ayet sayısı oldukça fazladır. Biz bu kadarını yazmakla iktifa edelim. Bir Müslümanın yüzü, Müslüman olmayan birine göre çok farklıdır.

Müslümanın yüzünde manevi anlamda parlaklık, fer ve ışık vardır. Bununla birlikte, Müslümanların da kendi aralarında yüzlerinde manevi açıdan farklılık vardır. Salih amelli ve İnsan-ı Kâmil yolunda yürüyen bir zatın yüzü ne kadar güzel ve Nurlu ise, bunun tersi istikamette olan bir Müslümanın yüzü o derecede ışıksız ve Nursuzdur. Ancak, bu durum sabit ve kalıcı değildir. Yapılan iyiliğe ve amele göre bir değişim gösterir. Siz de çok duymuşsunuzdur: “Şu adamdaki Nur’a bak, Maşallah yüzü ne kadar da parlak, her geçen gün yüzündeki ışık ve güzellik artıyor, yüzünde sanki kırmızı bir gül var.” Ya da bunun tam tersi sözler duymuşsunuzdur: “Şu adamın yüzü eskiden böyle değildi. Yüzündeki Nur ve parlaklık gitmiş, yüzünde sanki kara karga var.” Bu durumda, insanın içinde bulunduğu manevi hâle göre, yüzünde o manevi hâli yansıtan bir ışık, bir Nur devamlı surette mevcuttur. Salih ameller içindeki bir kişinin yüzü, sanki yüzünde kırmızı güller açmış gibi parlak ve Nurludur. Amelsiz insanların yüzü ise, gerçekten çok silik, çok soluk ve fersizdir. Bu yüzler için de, yüzünde kara karga bakar teşbihi uygun düşmektedir. Toprakta açan gülleri, ağaçlarda bakan kargaları vücut gözü bulunan ve sağlıklı olan herkes görür, ancak, yüzlerde açan gülleri ya da yüzlerdeki kara kargaları “gönül gözü” olanlar ve “gönül gözü” keskin olanlar görür ve anlar. Evet, Müslümanın yüzündeki parlaklığın ve Nurun nüvesi “imandır”. İmanla birlikte ibadet, adalet, doğruluk, dürüstlük ve cömertlik gibi hâller o insanda mevcut olursa, o nüve aynen bir ağacın sulandıkça gürleşmesi gibi, aynen bir gülün güneşle birlikte tomurcuk açması gibi yüzde Nura ve parlaklığa yol açar. Yüzlerdeki solukluğun ve fersizliğin nedeni ise, o iman nüvesinin, zamanla, aynen bir ağacın sulanmaması, aynen bir gül tomurcuğunun gölgede bırakılması gibi, ihmal edilmesidir. Kısacası, imanın gereklerinin yerine getirilmemesi durumunda, zamanla yüzde Nur ve parlaklık kaybolur.

Öyleyse, insanların yüzleri maddi anlamda bir değişim içinde olduğu gibi, manevi anlamda bir değişim içindedir. İnsanların yaşa bağlı olarak yüzünde meydana gelen değişime, maddi değişim diyoruz. Yaşa bağlı olmadan yüzlerde görülen değişime de manevi değişim adı veriyoruz. Yüzlerdeki maddi anlamdaki değişime, esasta diyecek bir sözümüz yoktur. Çünkü, zaman geçtikçe, yaş ilerledikçe, insanın yüzünde kırışma, fersizlik normaldir. Ancak, yaşa bağlı olmadan da, bazı yüzlerde görülen manevi değişim üzerinde çokça tefekkür etmek ve bunu anlamaya çalışmak gerek. Gelin, yüzlerdeki manevi değişimin üzerinde biraz kafa yoralım. Bu tefekkürle birlikte, iyi amellerimizi artırmaya ve İnsan-ı Kâmil yolunda yürümeye bakmalıyız. Belki sözü fazla uzattık, bir insanın içi, sireti güzel olursa, bu güzellik yüzüne, simasına sirayet eder. İçteki güzellik ve parlaklık devam ederse, yüzdeki güzellik ve parlaklık da devam eder. Hasılı “sireti güzel olanın sureti de güzel olur.” Vesselam. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Please disable your adblocker or whitelist this site!