KADININ HAKKI YOK
Kadınlar Burka denen o acayip kılıklara hapsediliyorlar. Yanlarında bir erkek olmadan bu kıyafetle bile sokağa çıkmaları yasak. Hiçbir hakları yok. Kızlar okutulmuyor. On iki, on üç yaşlarında evlendiriliyorlar. Babaları onları bir an önce satılması gereken fazladan bir boğaz olarak görüyor. Gittikleri evde köle gibi çalıştırılıyor, akşamları da babaları, dedeleri yaşındaki kocalarına hizmet ediyorlar. Onların ve kayınvalidelerinin her dediğini yapmak zorundalar. Bu kurala uymayanlara asi deniyor ve şiddetle cezalandırılıyorlar. Hiçbir güvenceleri yok. Kocalarını, kayınvalidelerini, büyük kumalarını memnun edemeyenler baba evine geri gönderiliyor. Bu onlar için bir felaket. Ama felaketin daha büyüğü başka kocaya eş ya da hizmetçi olarak gönderilmek.
Oğlan doğurmayan kadınların karılık yapamadıkları” düşünülüyor ve bu sürekli yüzlerine söyleniyor. Onlara mutlaka kuma geliyor.
Kadın mirastan pay alamıyor. Mevcut yasalara göre almaları gerek ama gelenekleri kanunların üzerinde tutuluyor. Devletin resmi kadısı bile kanunlara göre değil geleneklere göre hüküm veriyor.
Yemekleri önce evin erkekleri yiyor, kadınlar onlardan ne kadar artık kalırsa onunla idare ediyor.
Bazı kocalar karılarını ellerine bağladıkları iple çekerek geziyor sokaklarda.
Kadın mal gibi alınıp satılabiliyor, hediye edilebiliyor.
Bunlar distopya değil, gerçek bir ülkede, Afganistan’da yaşanıyor.
Nadia Hashimi’nin “Kabuğunu Kıran İnci” adlı kitabında Afganistan hakkında bunlar ve çok daha fazlası anlatılıyor, isyan ettirecek gerçekler yüzünüze çarpılıyor.
Kitabı okurken gözümde sosyal medyada yazın gördüğüm bir kare canlandı. Bu görüntü beni ağlatmıştı. Amerikan askerleri çekilirken, ülkeden çıkamayan bir anne uçağa binmekte olan Amerikan askerine bebeğini veriyor. Hiç olmazsa onun hayatı kurtulsun, o güzel bir yaşam sürsün diye kanı, canı olan çocuğundan, en değerli varlığından ayrılmaya razı oluyordu. Ne acı bir olay.
Erkekler için yaşanması zor ama kadınlara tam bir kâbus olan bu ülkede bir kesim ise çok rahat yaşıyor. Rejim yanlıları, uyuşturucu kaçakçıları gayet mutlu.
Herkesin ama özellikle de şeriat isteriz diye bağırıp duran kadınların mutlaka okuyup ders çıkarması gereken bir kitap Kabuğunu Kıran İnci.
Son sözüm kadınlarımıza, size hediye edilmiş olan haklarınızdan vazgeçmeye gönüllü olmayın. Onlara sıkı tutunun, sonuna kadar savunun. Hizmetkâr olmayı, kimsenin malı olmayı, köle olmayı kabul etmeyin. Bu hayat sizin; onu nasıl yaşayacağınıza kimsenin karar vermesine izin vermeyin.
Bizim ilkemizde de bunları yapabilecek durumda olmayan çok fazla kadınımız var. Bu kadınlarımızın kurtuluşu için, onların da haklarına kavuşabilmeleri için hep birlikte mücadele edelim.
YAZAR: NİLÜFER BEKÇİ