0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kos Adası Yazımla Merhabalar…Hayatımda fırsat buldukça yurt dışı ve yurt içi seyahatlerde bulundum. Geriye baktığımda 40’ın üstünde ülke ve önemli şehirlerini gezmişim. Bazen yurt dışı bazen de yurt içi gezdiğim, gördüğüm bu yerleri sizlerle paylaşmak için sizlerle beraber olacağım. Bu haftaki gezi yazımı Bodrum’dan da rahatlıkla görülebilen Kos Adası’na ayırdım. İstanköy olan ismi, Yunanlılara geçince Kos olarak kullanılmaya başlanmış. Oniki Adalar’ın Rodos’tan sonraki 2.büyük adasıdır. Türkler tarafından en çok ziyaret edilen adalardan biridir. Osmanlılar, Kos’u tarihte Hospitalier, Aziz Yuhanna, Rodos, Malta Şövalyeleri gibi isimlerle de geçen St.John Şövalyeleri’nin elinden 1523 yılında almış. 400 yıla yakın Osmanlı yönetiminde kalmış. Türkiye ile Yunanistan arasındaki anlaşma gereği adadaki Türkler kalmaya devam etmiş. Bu sebeple adayı gezerken bir Türk’e rastlamanız her an mümkün. Hatta Türklerin yaşadığı bir köy bile var. Eski adı Germe olan bu köyün ismi Platani. Platani Köyü, merkeze 3 km uzaklıkta. Benim de bu gezideki güzel tesadüfüm, Asklepion Antik Kenti’ne giderken “Allah’a şükür” diyerek balkonunu yıkayan yaşlı bir teyzeye rastlamamdı. Teyzenin samimi yaklaşımıyla sohbet ettik. ”Köyde az sayıda Türk’ün kaldığını, gençlerin iş nedeniyle köyü terk ettiğini” söyledi. Bu arada bana tatlı ikramında bulunmayı da ihmal etmedi. Asklepion Antik Kenti, Antik Çağ’da bilinen ilk tıp merkezidir. Adını tıp ve sağlık tanrısı Asklepios’tan almıştır. Günümüzde tıbbın simgesi olan asaya sarılmış yılan figürü, Asklepios’tan esinlenilmiş. Bilimin ve tıbbın babası olarak bilinen Hipokrat, Kos’ta doğmuş ve bu antik kentte eğitim almış, burada öğrencilerini yetiştirmiş.

Bu antik kentin yanında bir de Hipokrat Müze’si yer alıyor. İçerisinde Hipokrat’ın botanik bahçesi, tıp malzemeleri, toplantı salonları bulunuyor. Duymuşsunuzdur Hipokrat Yemini, hekimlerin ve sağlıkçıların meslek andıdır. Kos’a geldiğinizde Hipokrat Asklepion Antik Kenti’ni görmeden geçmeyin. Feribotla Kos Limanı’na girerken sizi St.John Şövalyeleri’nin inşa ettiği görkemli Neratzia Kalesi karşılar. Şövalyeler Kalesi de denilen bu kaleyi gezebiliyorsunuz. Kalenin hemen önünde Hipokrat Ağacı bulunuyor. Hipokrat, bu ağacın altında öğrencilerine ders vermiş. Yine kalenin hemen yanında Osmanlı’nın izlerini taşıyan Hasan Paşa Cami ve Defterdar İbrahim Paşa Cami bulunuyor. Adanın en iyi bilinen meydanı Eleftheria (Özgürlük) Meydanı. Burada Arkeoloji Müzesi ve Belediye Pazarı bulunuyor. Belediye Pazarı’ndan yöresel ürünler ve hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz. Yürüyerek gezebileceğiniz diğer yerler; Agia Paraskevi Kilisesi, İstanköy Antik Agora, Roman Odeon Tiyatrosu’dur. Buralara giriş ücretsiz. Ayrıca Osmanlı Dönemi’nden kalma Osmanlı Mezarlığını da ziyaret edebilirsiniz. Adanın merkezinde denize girmek isterseniz Lambi Plajı’na takılabilirsiniz. Adanın kıyı şeridi boyunca uzanan sahilleri de keşfedilmeye değer güzellikte. Adanın en meşhur köylerinden biri olan Zia Köyü, turistlerin gün batımını izlemek için uğramadan geçmedikleri bir yer. Pandemi nedeniyle Yunan Adaları seferleri bir süreliğine durdurulmuştu. Nisan ayında seferler başladı. Kos’a, Bodrum merkezden ya da Turgutreis’ten kalkan feribot ve catamaranlarla ulaşabilirsiniz. Pandemi öncesi kapıda vize olayı vardı. Şu anda yok. Schengen vizesi isteniyor. Yeşil pasaporta vize gerekmiyor. Dilerseniz Kos Adası’ndan Atina’ya ve Rodos, Symi, Leros, Santorini, Kalimnos, Patmos gibi diğer Yunan Adaları’na geçiş yapabilirsiniz. Ben Kos’u gezdikten sonra zamanımın olduğunu görünce, sabah feribotu ile gidip akşam feribotu ile dönerek Leros ve Kalimnos (Kilimli) Adaları’nı da gezdim gördüm. Bu adalar küçük olduğu için günübirlik gidip gelmem benim için yeterli oldu. Sonraki yazılarımda bu adalardan da bahsedeceğim. Bol gezili günleriniz olsun…

Aynur’un Gezi Rotaları