0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Ayağımın tozuyla gelir gelmez yazdığım bu yazımda, gezdiğim gördüğüm Dikili ve çevresini anlatacağım. Daha önceden Dikili’ye gitmiştim ama çevresini gezme olanağım olmamıştı. Bu gittiğimde gördüm ki, Dikili’nin asıl görülmesi gereken köy ve kasabalarıymış. Eşsiz güzellikteki koylarıyla, adalarıyla, şelaleleriyle, mağaralarıyla, kaplıcalarıyla tam görülmesi gereken turizm rotaları. Dolu dolu geçirdiğimiz bu gezimizde nereleri gördük  haydi başlayalım. İlk olarak İzmir Çanakkale yolu üzerinde bulunan ve Dikili’ye 19 km. uzaklıktaki Nebiler Köyü’ne uğradık. NEBİLER KÖYÜ, pek bilinmese de yabancı turistler burayı keşfetmiş. Biz gezerken tur otobüsleriyle yabancı turistler geldi. Köydeki Aşıklar Şelalesi, Ece Çağlayanı, Ağlayan Mağara, Geyik Ağacı ve kaplıcası görülmeye değer doğa güzellikleri arasında. Giriş ücreti olarak arabayla sadece 20 TL. verdik. Göreceğimiz yerler, aynı bölgede olduğundan giriş yaptıktan sonra hepsi ücretsiz dolaşılıyor. Zaten yürüme mesafesindeler. Girişte bir restoran bulunuyor. Girer girmez bizi restoran çalışanı karşıladı. Buradaki göreceğimiz yerleri ve güzergahlarını anlattı. Restorandan aşağıya inen tahta merdivenleri adımladıktan sonra karşımıza şu meşhur Aşıklar Şelalesi çıktı. Şelalenin aktığı yerde bir de gölet var. Bu gölete girip yüzebiliyorsunuz. Göletin etrafına kurulmuş masalarda oturup, şelalenin manzarası ve sesi eşliğinde birşeyler yiyip içebiliyorsunuz. Peki Aşıkar Şelalesi’nin ismi nereden gelmiş ?

Anlatıla gelen hikayeye göre; bu bölgede yaşayan Yörük Ali ile padişahın kızı Sümeyra arasında büyük bir aşk yaşanır. Padişah, kızının Yörük Ali ile görüşmesini istemez. Ama onlar Nebiler Vadisi’nde gizli gizli görüşmeye devam ederler. Bir gün padişahın askerleri ikisini beraber burada yakalar. Tam askerler öldürecekleri zaman ikisi de “sonsuza kadar beraber olalım, hiç ayrılmayalım” diyerek aynı duayı ederler. Duaları kabul olur ve birden iki aşık sonsuza dek akacak olan bu şelaleye dönüşürler. O günden sonra ismi Aşıklar Şelalesi olarak kalır. Şelaleden ayrılıp bir 10 dakika orman yolundan yürüdüğünüzde Ağlayan Mağara’ya ulaşıyorsunuz. Hikayenin devamı olarak da  padişah, kızı Sümeyra’nın ölümüyle kendisini bu mağaraya kapatır. Ağladığı gözyaşları bu mağarada birikir. Mağara kayaları arasında halen akan su damlalarını padişahın gözyaşları olarak anlatırlar. İçerisinde küçük su birikintisi var. Mağaranın içine girebiliyorsunuz.  Bir 15 dakika daha yürüdüğünüzde geyiğe benzeyen görünümü ile Geyik Ağacı’na ve sonrasında Ece Şelalesi’ne ulaşıyorsunuz. Yolu biraz taşlı ve zorlu olsa da derelerin arasında, doğanın içinde keyifli bir trekking yapmış oluyorsunuz. Ece Şelalesi, Aşıklar Şelalesi’ne göre daha sakin. Nebiler Köyü’nden ayrılarak Dikili ilçe merkezine vardık. DİKİLİ, 40 km. kadar sahil şeridine sahip. Bu sebeple ilçenin her yerinden denize girilebiliyor. Ayrıca merkezde 5 km. uzunluğunda mavi bayraklı bir halk plajjı bulunuyor. Plaja giriş ücretsiz ve sahili ince kumlu. Atatürk Botanik Bahçesi, Barış Parkı Dikili’de görülecek diğer yerlerden. Ayrıca Dikili’de günübirlik bir tekne turuna katılın. Dikili’nin hemen çıkışında Bademli Köyü’ne doğru giderken ismini duyduğumuz plaj ve koylar bulunuyor. Kayra Plajı, Pissa Plajı, bungalov evlerinde konaklayabileceğiniz Fame Plajı gibi. Bu plajlara giriş ücretli. Sonraki durağımız, Dikili’ye 10 km. uzaklıktaki Bademli Köyü

. BADEMLİ KÖYÜ, çok güzel koylara sahip. Köyün merkezinde ücretsiz girilebilen bir halk plajı bulunuyor. Plajın devamında da isim yapmış ücretli girilebilen beach ve koyları geliyor. Killik Koyu, Zindancık Koyu, Barselona Beach, İkizler Beach gibi. Killik Koyu’nun bir özelliği, toprak yapısının killi olması. Buraya insanlar gelip killi toprağı vücutlarına sürüyorlar. Vücuda yararlı olduğu söyleniyor. Zindancık Koyu da gizli kalmış cennet gibi. Buralarda kamp kuranlar oldukça fazla. Bu yüzden buraları çok kalabalık. Biz bu plajlara Bademli Halk Plajı’ndan yürüyerek zeytin ağaçları arasından geçerek ulaştık. Hepsi yanyanalar. Ama özel aracınızla gitmeniz daha rahat olacaktır. Bademli’ye geldiğinizde mutlaka uğramanız gereken bir yer de Bademli Limanı. Yarımadayı andıran doğal güzelliğiyle dikkat çekiyor. Buradan kalkan küçük teknelerle adalara, Garip Adası’na ve Kalem Adası’na gidebiliyorsunuz. Kalabalıksanız günübirlik de kiralayabiliyorsunuz. Adalara sadece deniz yoluyla ulaşılabiliyor. Kalem Adası, Ege’nin Maldivleri olarak söyleniyor. Ada, kişiye özel satın alınmış. Ada üzerinde tek otel var. Oliviera Resort otel. Sadece otel müşterileri veya adadaki plajdan yararlanmak isteyenler belirli bir ücret karşılığında bu adaya gidebiliyorlar. Yoksa adaya giremiyorsunuz. Garip Adası da, Kalem Adası’nın hemen arkasında bulunuyor. İki adanın arasına da akvaryum diyorlar. Bir an adalara tekne turu yapma düşüncemiz oluşsa da Kalem Adası’nın şimdilerde kapalı olduğunu duyunca vazgeçtik. Bir daha ki sefere diyerek Dikili’nin meşhur koruk şerbetini içerek biraz mola verdik. Bademli Ilıcası da, Kalem Adası’nın yanında denizin içinde yer alıyor. Burası sit alanı olduğu için hiçbir tesis yok. Bademli, termal sularıyla ünlü. Bu sebeple sağlık turizmi ve seracılık çok yaygın. Zaten göreceksiniz, Bademli Çandarlı arası hep termal oteller ya da seralar var. Denizköy’e yaklaşırken Hayıtlı Koyu’nu göreceksiniz. Sonrasında karşınıza müthiş Corci Adası manzarasıyla Denizköy. Zaten Bademli Çandarlı arası dağ yolu, deniz kıyısı şeridi boyunca devam ediyor. Bir tarafınızda deniz manzarası, bir tarafınızda zeytin ağaçları eşliğinde yolculuk yapıyorsunuz. DENİZKÖY, ismini son yıllarda duyuran sakin bir tatil köyü. Geçerken buraya uğrayıp Corci Adası manzarasıyla bir fotoğraf molası verin. Zamanınız varsa da Karagöl Doğal Krater Gölü’nü ve Tabiat Parkı’nı görün. Denizköy’ü gördükten sonraki gezimizin son durağı Çandarlı kasabasıydı. ÇANDARLI KASABASI, Dikili’nin en popüler tatil beldesi. Yarımada şeklindeki coğrafi yapısı ile kasabanın her tarafı sahil şeridi. Sahilin her yerinden ücretsiz denize girilebiliyor.

Çandarlı’nın sembolü haline gelmiş Cenevizliler’den kalma Çandarlı Kalesi, her yerden görülebiliyor. Bazı zamanlar kalede konser, tiyatro gibi etkinlikler düzenleniyor. Kalenin önünde uzun bir halk plajı var. Restoran, kafe, alışveriş dükkanları burada oldukça fazla. Bu yüzden yarımadanın bu tarafı daha kalabalık. Burada gün batımını seyretmek de harika. Çandarlı, Dikili’ye 19 km. uzaklıkta. Gördüğümüz yerler, aslında birbirlerine yakın mesafedeler ve aynı güzergahtalar. Sadece buralarda toplu taşıma araçları fazla olmadığından özel aracınızla gitmenizi tavsiye ederim. Dikili ismi, bu bölgede hüküm süren Karaosmanoğulları’nın dikmelik yetiştirmesi ile Dikmelik ismini almış. Sonrasında Dikili olarak değiştirilmiş. Dikili, İzmir ilinin bir ilçesidir. Doğusunda Bergama, kuzeyinde Balıkesir, batısında ve güneyinde Ege Denizi bulunur. Ayvalık, Bergama, Aliağa komşu ilçelerdir. Karşısında Ege Denizi’nde Midilli Adası bulunur. Zamanınız varsa buraları ve Dikili’ye 45 dakika uzaklıktaki Cunda Adası’nı, Şeytan Sofrası’nı da görün derim. Yazımı bitirirken, 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı anmadan geçmeyelim. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere bu vatan için canlarını vermiş tüm şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi şükran ve minnetle anıyor, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nızı kutluyorum