Mevleviliğin doğduğu şehirdir Konya. Bu haftaki yazımı, 7-17 Aralık tarihleri arasında Mevlana’yı anmak için düzenlenen Şeb-i Arus törenlerinin yapıldığı şehrimiz Konya’ya ayırdım. Konya denilince ilk akla gelen, kuşkusuz Mevlana Celaleddin Rumi’dir. Mevlana, insanlığa bir çok eser bırakmış uluslararası çapta tanınmış bir alim, şair ve din bilginidir. Eserleri, şiirleri birçok dile çevrilmiş olup farklı uluslar tarafından da kabul görmüştür.
Mevlana Celaleddin Rumi, 1207 yılında Afganistan’ın Belh şehrinde doğar, ailesiyle birlikte Anadolu’nun bazı şehirlerini dolaştıktan sonra Konya’ya yerleşir. Babası ölünce onun yerine geçerek şu an İplikçi Cami denilen yerdeki medresede hayatı boyunca ders verir, öğrenci yetiştirir.
Hayatında manevi dünyasında büyük değişikliklere sebep olan Şems-i Tebrizi ile tanışır. Onunla yakınlaşmasından rahatsız olanlar Şems-i Tebrizi’nin gitmesine sebep olurlar. Mevlana, Şems-i Tebrizi’yi unutamayarak Divan-ı Kebir adlı eserini onun için yazar. Diğer bilinen eserleri de Mesnevi, Mektubat’dır. Mevlana, 17 Aralık 1273 yılında Konya’da vefat eder.
Mevlana, en büyük sevgilisi bildiği Allah’a kavuşma gününü “Benim ölüm günüm, düğün günümdür” dediği için ölüm yıldönümüne Şeb-i Arus ismi verilmiş. Şeb-i Arus “Düğün Gecesi” demek. Bu sebeple, Mevlana’nın öğretilerini anmak için Konya’da ve bazı şehirlerimizde 7-17 Aralık tarihleri arasında Şeb-i Arus törenleri düzenleniyor. Bu törenlerde, Semazenlerin dönerek yaptığı Sema gösterilerini izlemek için birçok turist Konya’ya geliyor.
Benim de bir fırsatını bulup üç günlüğüne gittiğim Konya gezimde, bu törenlere katıldım. Bu anma törenlerini yerinde izlemek benim için büyük bir maneviyat oldu. Gündüz Mevlana’nın yaşadığı yerleri görmek, akşam da bu manevi hissiyatla törene katılmak güzel bir deneyimdi. Bir de törende Ahmet Özhan’ın sahneye çıkması, bize sürpriz olmuştu. Konya’da gezdiğim yerleri kısaca anlatayım. Mevlana Türbesi ve Mevlevi Dergahı Müzesi: Yeşil Kubbe denilen bu bölümde, Mevlana’nın ve aile fertlerinin türbesi ve mezarı yer alıyor. Müzede ayrıca İhtisas Kütüphanesi bulunmakta. Burada Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı dönemine ait birçok eser sergilenmekte. Müzenin avlusundaki ayrılmış odalar şeklindeki bölümlerde de Mevlana ve Mevleviliğe ait eserler, musiki aletler, elyazması kitaplar, günlük yaşantıda kullandıkları araç ve gereçler sergilenmekte.
Alaaddin Keykubad Cami: Alaaddin Tepesi’nde yer alıyor. Konya’nın en eski ve en büyük camisi olup Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yapılmış. Karatay Medresesi: Medresede Selçuklu ve Osmanlı Devleti dönemine ait eserler bulunmakta. Şems-i Tebrizi Türbesi ve Camisi, Atatürk Evi ve Müzesi, Arkeoloji Müzesi, İnce Minareli Medrese, Sultan Selim Cami diğer görülecek yerler arasında. Konya’nın yemek kültürüne gelirsek, en meşhur yemekleri etli ekmek ve bamya çorbası..Yazımı bitirirken, Mevlana’nın sözlerinden en çok sevdiğim birkaç tanesini söylemeden geçmeyeyim. “Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol”, “Olmaz dediğin ne varsa hepsi olur. Düşmem dersin düşersin, şaşmam dersin şaşarsın, öldüm der durur yine de yaşarsın”, “Üzülme! ayağına batan dikenler aradığın gülün habercisidir”…
GÜNDEM
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024ÇEVRE
12 Aralık 2024EKONOMİ
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GENEL
12 Aralık 2024GÜNDEM
12 Aralık 2024GENEL
12 Aralık 2024YAZARLAR
12 Aralık 2024ÇEVRE
12 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.