Medipol Üniversitesi Çamlıca Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Akif Çelik, son zamanlarda artış gösteren norovirüs ile ilgili bilgiler verdi. Uzm. Dr. Akif Çelik, dünya genelinde akut ishallerin büyük bir kısmından sorumlu tutulan sebebin norovirüs olduğunu belirterek, “Norovirüs ilk kez 1968 yılında ABD’nin Ohio eyaletine bağlı Norwalk’ta ortaya çıktı ve akut ishal bulgularıyla seyreden bir salgından sonra tanındı. Norovirüsler genel olarak gıda kaynaklı salgınlara sebep olabilir. Özellikle meyve ve sebzeler, çiğ deniz ürünleri ve hazır gıdalar enfeksiyonun yayılımında önemli rol oynar. İnsanların toplu yaşadığı yerlerde hastalığın ortaya çıkışını ve yayılımını kolaylaştırır. Çevresel etkenlere, soğuğa ve 60 derece sıcaklığa dayanıklı olan norovirüsler su ve gıdalara bulaşarak salgınların gelişmesine neden olur. Enfeksiyonların gelişiminde primer olarak kontamine gıda ve su, ikincil olarak da insandan insana direkt temas, kontamine yüzeyler, cansız nesneler ve gıda ile uğraşan kişilerin elleri rol oynar. Norovirüsler hastane, yurt, kreş ve bakımevi gibi kalabalık ortamların çevre yüzeylerinde 3 ila 4 hafta canlı kalarak salgınlar için önemli bir bulaş kaynağıdır. Ayrıca kaynak ve şebeke sularıyla geniş kitleleri etkileyerek hızla yayılabilirler” diye konuştu.
“VİRÜS HER YAŞTAKİ İNSANI ETKİLEYEBİLİR”
Uzm. Dr. Akif Çelik, norovirüs geçirmiş kişinin dışkısında 28 gün boyunca bulunabildiğine dikkat çekerek, “Dışkıda bulunan virüs vücuda hastalık yayarak bireyin gündelik yaşantısını etkiler. Norovirüsler, her yaştaki insanı etkileyerek bulantı, kusma ve ishal gibi semptomlarla seyreder. Aşısı olan rotavirüs gibi norovirüs de akut ishal etkenlerindendir. Norovirüsler insan vücuduna ağız yolu ile girerek mide asidinden etkilenmeden ince bağırsaklara geçerler. Virüsün çoğalması ince bağırsaktaki mukoza tabakasında gerçekleşir. Virüsler bağırsakta çoğaldıktan sonra ince bağırsak yapısında hasarlanmalar oluşur. Böylelikle bağırsağın emilim fonksiyonu bozulur. Sulu dışkılama, kramp tarzında karın ağrısı, kusma, halsizlik, aşırı sıvı ve sodyum, potasyum gibi vücudumuz için çok gerekli olan, elektrolit olarak tanımladığımız maddelerin kaybına neden olarak sorunlar oluşturur” ifadelerini kullandı.
“ANTİBİYOTİK KULLANIMI TEDAVİDE YER ALMAZ”
Norovirüs için aşı olmadığının altını çizen Uzm. Dr. Akif Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: “Virüslere karşı etkili bir ilaç veya herhangi bir antibiyotik kullanımının da tedavide yeri yoktur. Probiyotik dediğimiz ve bağırsağımızın tamirini hızlandıran ilaçlar, bazı gıda takviyeleri ve çinko desteği tedavide verilir. Ayrıca kusmayı önleyici bazı ilaçlara başlanabilir. Hasta kusma ve ishal nedeni ile beslenemediğinde, serum takılarak damardan beslemek gerekebilir. Serum takmamızın amacı, hastanın kusarak ve ishal yolu ile kaybetmiş olduğu ve vücudumuzun ihtiyacı olan maddeleri damardan vermektir. Bu şartlarda hasta, hastaneye yatırılmalı ve damardan bu maddeler ölçülü bir şekilde verilmelidir. Bağırsak yapısının tamiri birkaç gün içinde gerçekleşecek, hastanın kusması ve ishali azalacak ağızdan beslenme sağlanacak ve damardan beslenmeye ihtiyaç kalmayacaktır.” HABER MERKEZİ
GÜNDEM
05 Aralık 2024GÜNDEM
05 Aralık 2024ÇEVRE
05 Aralık 2024EKONOMİ
05 Aralık 2024GÜNDEM
05 Aralık 2024GENEL
05 Aralık 2024GÜNDEM
05 Aralık 2024GENEL
05 Aralık 2024YAZARLAR
05 Aralık 2024ÇEVRE
05 Aralık 2024