ÖNCELİĞİMİZ NE OLMALI?

Değerli okuyucular uzun zamandır beni düşündüren, kafamı kurcalayan bir konu. Muhalefet ile iktidar arasında söz düellosuna dönüşen bu konuyu Kendi penceremden gördüğümü sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ben öğretmenim bu güne kadar doğru olanları, doğru bildiklerimi söyledim ve savundum ömrümün sonuna kadar da doğruları söyleyip savunacağım. Bu gün 81 İlimizde depreme dayanıksız evlerin olduğunu biliyoruz Allah korusun şiddeti 6 ve 6'dan deprem olursa her ilimizde can ve mal kaybı olacaktır. Malatya, Elazığ ve İzmir Depremlerin ‘de olduğu gibi. Bütün yerel yönetimler ile iktidar depreme dayanıksız binaların bilançosunu çıkarıp bir plan dahilinde vatandaşları mağdur etmeden kentsel dönüşüm olarak mı veya başka bir çözüm yolu ile mi olur bu konuya el artarak çözüm üretmelidirler. İnsandan kıymetli hiç bir şey yok dur. Yoksa yarın çok geç kalınmış olunmasın.

 İstanbul'u ele alalım; Askeri uzmanlar, Strateji uzmanları, Deprem, Çevre, Deniz Biyoloji bilim insanları vb Bilim İnsanlarımız olumlu rapor verdiğini varsayalım Devletin bütçesinde Uygun olduğunu kabul edelim Kanal İstanbul 10 yıl içinde bitmiş olsun buraya kadar her şey çok güzel.

Allah muhafaza depreme dayanıksız binalara Sadece İstanbul'da el atılmazsa ( Telaffuz bile etmek istemiyorum) Bilim adamlarının belirttiği Deprem 20 yıl sonra oldu, ekonominin can damarı, ekonominin lokomotifi olan İstanbul'da mal ve Can kaybını tahmin etmek istedi. Giden canların,  mağdur olan insanların sorumlusu kim olacak! ,Hangi vicdan bunu kabul edecek. Türkiye’nin itibarını, maddi manevî zararının sorumlusu kim olacak, bunun hesabını kim yapabilir.

     Denizli’mizde veya İstanbul'da depreme dayanıksız evlere, binalara, apartmanlara yerel yönetim ve iktidar ile birlikte el atmalı diyorum. Sayın Valimizi, Sayın Büyük Şehir belediye başkanımızı, İlce belediye başkanlarımızı bu konuda duyarlı olmaya, davet ediyorum. Bu çalışmaya Önce Denizli’mizden başlanılsın diyorum saygılarımla.