Rekabetin yıkıcı olan etkilerinden kurtulmak ve yapıcı bir güce dönüştürmek önemli. Rekabet duygusunu yakıt olarak kullanmak güçlendirici ve geliştiricidir.
Potansiyelimizi bilerek yürüdüğümüz yolda, hayal kırıklıkları, tükenmişlik, pes etme duygusu yaşamadan ilerlemek için rekabete ihtiyaç duyarız. Fakat bu rekabet kendimizle olmalıdır. Bir başkası ile girilen rekabet, kaybedildiği takdirde hayal kırıklığı, pes etme duygusu, mutsuzluk vb. duygular hissettirir, kazanıldığı takdirde ise azım yerine hırsı, kibri tetikleyebilir.
Peki çocuklarımızda bu duyguyu zarar vermeyecek, kaygı yaratmayacak şekilde nasıl geliştirebiliriz. Kişinin kendisiyle olan rekabeti en önemli kriter. Bir önceki sınavına göre başarısının artması dikkate alınmalıdır. Bir önceki okuduğu süreden daha uzun sure okumuş olması, anlamak, öğrenmek için sorularının çabalarının artmış olması görülmeli, gösterilmeli, onaylanmalı, pekiştirilmeli, takdir edilmeli. Kendi rekorunu kırdığı konusunda ki takdir, teşvik edici olur ve kendisiyle bir rekabete girer kendini bir önceki durumundan daha ileriye taşımak için.
Çocuklarımızı kardeş, kuzen, komşu, okul arkadaşları vb. hiç kimse ile kıyaslamamalıyız. Zaten yaşamın getirdiği var olmakla ilgili doğal geliştirici bir rekabet var herkesin çevresiyle. Başarıların sonuçların bir başkasıyla kıyaslanması yıkıcı bir rekabet yaratır. Özgüvenli çocuklar yetiştirmek için verilen emek, gösterilen çaba sonucunda elde ettiği başarı, çocuğun bir önceki durumundan daha iyi ise takdiri hak eder.
Yetişkinlerin arasındaki sonuç odaklı rekabet çocuklarına yansıdığında yetersizlik duygusu, öfke, kendini geri çekme, pes etme, karşılaştığı başarısızlık ya da olumsuz durumlara karşı toleransı düşer ve yıkıcı bir rekabete de sebep olabilir. Bu durumda ebeveynlerin kendi başaramadıkları durumlarda neler yaptıkları, nasıl yeni yollar belirlediklerini göstererek konuşarak rol model olmaları gerekir.
Çocuklarımızın başarılı oldukları alanlar keşfedilmeli ve o alanlar üzerinde durulmalı. Müzik, resim, dans, herhangi bir spor dalı vb. alanlarda ilgisi ve başarısının geliştirilmesi, öz farkındalığını, kararlılığını, azmini duygusal ve sosyal olarak geliştirir.
Hayatlarımızda ilgi alanlarını genişletip ve deneyimleri arttırdığımız ölçüde başarılarımızı da başarısızlıklarımızı da dağıtırız. Herhangi bir başarısızlık durumunda yıkılmamalıyız çünkü başarılı olduğumuz alanları da biliyoruzdur deneyimlemişizdir. Başarıya daha az ulaşmış çocukların bu deneyimi daha fazla yaşamaya ihtiyaçları var. Çocuk başarı duygusunu yaşadıkça, arada başarılı olmamayı da hoş görmeye, tolare etmeye başlar. Başarısızlığın, rekabetin yıkıcı etkisinden çıkıp, tattığı başarı hissiyle kendi yapıcı rekabetini yaşamaya başlar. Başkalarından üstün olmak değil, kendi performansının artmış olması başarılı bir sonuç almak anlamına gelir ve duygusal gelişimini, özgüvenli gelişimini destekler.
Kim daha önce bitirecek yemeğini, ödevini gibi yarışlarla o anlık keyifle istediklerinizi yapsalar da uzun vadede zarar verici oluyor maalesef.
*Başarıları övmek, herkes tarafından görülmesini sağlamak, olumlu geri bildirimler almak, gösterdiği çabası-özverisini vurgulayacak şekilde pekiştirmek
*Yeni şeyler denemesinin hoşumuza gittiğini belirtmek
*Yaptığı işten keyif aldığını farkettiğinizi belirtmek
*Bugün daha hızlıydın, bugün daha iyi hazırlanmışsın, harikasın… gibi
*Her defasında daha iyisini yapmayı denediğini söyleyerek çabasını takdir etmek
*Bir konuda kendisi gibi ya da kendisinden daha başarılı kişilerle yarışa girmek değil onlarda neleri örnek alabiliriz diye düşünmesini sağlamak
Yarış içine sokarak değil, bireysel motivasyonunu artıracak şekilde yaklaşırsak gelişimlerini desteklemiş oluruz.
GÜNDEM
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024ÇEVRE
03 Aralık 2024EKONOMİ
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GENEL
03 Aralık 2024GÜNDEM
03 Aralık 2024GENEL
03 Aralık 2024YAZARLAR
03 Aralık 2024ÇEVRE
03 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.