Allah’a hamd u senadan sonra şöyle buyurdu: “Ey insanlar! sözümü dinleyin ve üzerinde düşünerek (onu anlamaya çalışın) bilmiyorum belki bu yılımdan sonra bir daha sizinle burada buluşamam. Sonra devam şöyle etti: Acaba, hangi günün en değerli gün olduğunu biliyor musunuz?” İnsanlar: “Bu gün” diye cevap verdiler. “Peki aylardan hangisi?” diye sorunca yine “bu ay” dediler. “Beldelerden hangisi, en değerli ve en hürmetli beldedir?” diye sordu. Onlar da “bu belde (Mekke)” diye cevap verdiklerinde, şöyle buyurdu: “Hiç şüphesiz sizin kanlarınız, mallarınız ve namuslarınız birbirinize aynı bugünün, bu ayın ve bu beldenin hürmet ve saygınlığı gibidir ve bu Rabbimizi mülakat edeceğiniz güne kadar devam edecektir ki o gün amellerinizden sizi hesaba çekecektir. Ey insanlar! Üzerime vazife olanı size tebliğ ettim mi?” “Evet” deyince, “Allah’ım sen de şahit ol.” buyurdu. Sonra şöyle devam etti: “Şunu iyi bilin ki cahiliyet döneminin göstergelerini ve bidatlerini veya o zamandan kalan kan ve mal davalarının hepsini ayaklarım altına almış bulunuyorum. Kimsenin kimseye takva dışında bir üstünlüğü yoktur. Gerekeni size ilettim mi?” “Evet” dediklerinde şöyle devam etti.: “Allah’ım sende şahit ol.” “Şunu bilin ki cahiliyet zamanından kalan her türlü faizli (borç) kaldırılmıştır. İlk kaldırılan faiz ise (amcam) Abbas b. Abdilmuttalib’in faizidir. Yine cahiliyet zamanından kalan bütün kanların (kısas hakkı) kaldırılmıştır; ilk kaldırılan kan ise (amcamın oğlu) Haris bin Rabia’nın kanıdır. Acaba gerekeni tebliğ ettim mi?” “Evet” dediler. O zaman “Allah’ım sen de şahit ol” diye ekledi. “Bilin ki Şeytan sizin bu topraklarınızda tapılmaktan ümidini kesmiştir. Ama o (çaresiz) iyi amellerinizi küçümseyip onlarda ihmalkarlık yapmanıza razı olmakla yetinmiştir; bilin ki ona itaat etmek, ona ibadet etmektir. Ey insanlar unutmayın ki Müslüman müslümanın kardeşidir gerçekten. Hiçbir Müslüman’a, Müslüman birisinin kanı helal olmaz. Hiçbir Müslüman’a, Müslüman’ın malı, kendi gönül rızasıyla verdiği hariç, helal olmaz Ben, insanlar “Lailahe illallah” deyinceye kadar onlarla savaşmaya emredildim. Ama bu cümleyi söylediklerinde kanları ve mallarını benden korumuş olurlar; (Allah’ın) belirlediği bir hak olursa o başka; (kıyamet) hesapları ise Allah’a aittir. “Ey insanlar gerekeni tebliğ ettim mi?” “Evet” deyince şöyle arz ettiler: “Allah’ım sen de şahid ol!” “Ey insanlar! Sözümü ezberleyin ki benden sonra ondan yararlanasınız. Onu kavramaya çalışın ki bu vesileyle benden sonra yücelesiniz. Aman! Benden sonra kafirler olarak geri dönüp dünya için kılıçla birbirinizin boynunu vurmaya çalışmayın!” Sonra şöyle devam ettiler: “Şunu bilin ki ben, sizin aranızda iki şey (emanet) bırakıyorum ki eğer onlara sarılırsanız asla dalalete düşmezsiniz; Allah’ın kitabını ve Ehl-i Beyt’im olan itretimi. Latif ve her şeyden haberdar olan (Allah), bana haber vermiştir ki bu ikisi, (Kevser) havuzu başında bana varıncaya kadar asla birbirinden ayrılmazlar. Unutmayın ki kim bu ikisine sarılırsa kurtulmuştur ve kim onlara muhalefet ederse, helak olmuştur. Acaba gerekeni tebliğ ettim mi?” Oradakiler “Evet” deyince, şöyle arz ettiler: “Allah’ım, sen de şahid ol!” Sonra şöyle devam ettiler: “Bilin ki sizden bazı kişiler havuz başında benim yanıma varid olacaklar, ancak tanınıp benden uzaklaştırılacaklar. Ben, “Ya Rabbi, bunlar benim ashabımdırlar!” diyeceğim.
Cevabımda şöyle denilecek: “Ey Muhammed, onlar senden sonra yeni şeyler icad ettiler ve senin sünnetini değiştirdiler. O zaman ben de şöyle diyeceğim: “Uzak olsunlar, uzak olsunlar!”[Bihar-ül Envâr, C.37, S.113. Hutbenin son bölümü (Bilin ki sizden bazi kisiler…), cüzî bir farkla Ehl-i Sünnet’in Şu kaynaklarında da nakledilmiştir: Sahihi Buhâri, Maide Suresi tefsirinde “… ve kuntu aleyhim şehîdâ…” babında ve Kitab-ül Enbiya “… ve ittehazallahu…” babında ve Sahihi Tirmizi “Saffet-ul Kıyame” ve “…Macâe fî şa’n-il Haşr…” babları ve Tâhâ Suresi tefsiri kısmında. Sahihi Buhari, Kitab-ur Rıkâk, Fi’l Havz bâbı, C.4, S.95 ve Kitab-ül Fiten “Ma-câe fi kavlillahi Teala” babı ve Sünen-i İbni Mâce, Kitab-ül Menâsik, “Hutbet-u yevmin-nehar” babı, 5830. hadis ve Müsned-i Ahmed, C.1, S.453 ve C.3, S.28 ve C.5, S.48. Sahihi Müslim, Kitab-ül Fezâil, “İsbât-u havz-ı nebiyyina” babı, C.4, S.1800, 40. hadis.]
METİN ALKAN
GÜNDEM
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024ÇEVRE
21 Aralık 2024EKONOMİ
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GENEL
21 Aralık 2024GÜNDEM
21 Aralık 2024GENEL
21 Aralık 2024YAZARLAR
21 Aralık 2024ÇEVRE
21 Aralık 2024Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.