TOPRAK ÜRÜNLERİNİN ZEKATI

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla Toprak ürünlerinin zekât (öşür) zamanı a) Hububat harman vaktinde. b) Meyvelerde ise toplandıktan sonra verilir. Hanefî mezhebine göre: Toprak ürünlerinin zekâta tâbi olabilmeleri için üzerlerinden bir yılın geçmesi (havl) şart değildir. Bir sene içinde kaç defa mahsul alınırsa her defasında zekât verilmesi gerekir. Arazi ekilmek üzere belli bir ücretle kiralanmış ise İmâm-ı Âzam’a göre: Zekât arazi sahibinden alınır. Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed (İmâmeyn) ile diğer üç mezhep imamına göre: Kiracıdan alınır. Arazi, yarıcılık (müzâraa) usulü kiralanmış ise İmâm-ı Âzam’a göre: Mahsul vergisi yine mal sahibinden alınır. İmâmeyn’e göre: Mal sahibi ve kiracı, hisselerine düşen mahsulün zekâtlarını ayrı ayrı öderler. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîler’e göre: Öşür vergisinde toprağın statüsünün bir tesiri yoktur. Toprak haracî olsa sahibi müslüman ise hem harac adı verilen vergiyi ve hem de çıkan mahsulün zekâtını (öşür) verecektir. Hanefîler’e göre: Müslüman mükellef haraç toprağını ister sahip ister mutasarrıf olarak eksin, sadece harac vergisi vermekle yükümlüdür, harac ve öşür aynı topraktan birlikte tahsil edilmez.
BAL’IN ZEKÂTI
Hanefî ve Hanbelîler: Balın zekât mallarından olduğu ve baldan 1/10 nisbetinde zekât alınacağı görüşündedirler. Şâfiî ve Mâlikî mezhebi fakihleri ise bu konuda sahih bir haberin mevcut olmadığını, balın süt gibi, bir hayvanın ürünü olduğunu, sütün zekâta tâbi olmadığında görüş birliği bulunduğunu, aynı şekilde balın da zekâta tâbi olmaması gerektiğini ileri sürerler. Hanefî ve Hanbelîler: Balda zekâtın, nisab miktarı bal elde edilmesiyle vâcip olacağı görüşündedir.
Yer altından çıkarılan madenler üç kısımdır: 1-Katı olup eritilebilen ve dökümü yapılabilen madenler; altın, gümüş, demir, bakır gibi. 1-Eritilmeye elverişli olmayan katı madenler; mermer, kireç, kömür gibi. 2-Sıvı olup katılaşmayan madenler; cıva, petrol gibi. Ebû Hanîfe ve arkadaşlarına göre: Katı olup eritilebilen ve dökümü yapılabilen altın, gümüş, demir, bakır gibi madenler vergiye tâbidir. Eritilmeye elverişli olmayan yakut, zümrüt, mermer, kireç gibi madenlerle, sıvı olup katılaşmayan civa, petrol gibi madenlerden vergi alınmaz. Şâfiî’ye göre: Sadece altın ve gümüş madenleri zekâta tâbidir, bunların dışında kalan madenler zekâta tâbi değildir. Hanbelî fakihler: Altın ve gümüş ile diğer madenler arasında herhangi bir fark gözetmemişler ve Bakara sûresinin 267. âyetinin genel anlatımından hareket ederek, cinsi ne olursa olsun bütün madenlerin zekâta tâbi olduğu görüşünü savunmuşlardır. Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.