TÜRKİYE’DE HER 4 ÇOCUKTAN 1’İ OBEZİTE

Uzmanlar tarafından sık sık dile getirilen ve tüm dünyanın en önemli sağlık problemlerinden biri olan obezite ile ilgili Diyetisyen Dilem İrkin Koçan artık Türkiye’de her 4 çocuktan birinin obezite olduğunu söyleyerek, “Bu sebeple erken ergenlik oranları da arttı” uyarısında bulundu.

Beslenme alışkanlıkların değişmesi hazır gıda, mevsim dışı meyve ve sebze tüketimi, hareketsizlik gibi birçok nedenle ortaya çıkan obezitenin sebep olduğu sağlık problemleri saymakla bitmiyor. Tüm dünya nüfusunu sağlık açısından olumsuz etkileyen obezite ile ilgili önemli uyarılarda bulunan Beykent Üniversitesi Hastanesinden Diyetisyen Dilem İrkin Koçan, Türkiye'de özellikle son 10 yıldır hem çocuklarda hem de yetişkinlerde obezite görülme sıklığının çok fazla arttığını ve artık her 4 çocuktan 1'inin obezite olduğunu vurguladı.Diyetisyen Dilem İrkin Koçan ayrıca obezitenin büyüme ve gelişme hormonlarını olumsuz etkilediği için çocukların erken yaşta ergenliğe girdiğini söyledi.


“BÜYÜME VE GELİŞME HORMONLARI OLUMSUZ ETKİLENİYOR”


Son iki yıldır da pandemi nedeniyle rakamların daha da arttığını ifade eden Dilem İrkin Koçan, “Amerika'da yapılmış son iki yıllık çalışmalarda çocuklarda diyabet görülme sıklığının normalin iki katına çıktığı görüldü. İngiltere'de de yüzde 10'dan yüzde 14'e çıktı. Türkiye'de ise her 4 çocuktan 1'iobezite problemi ile karşı karşıya” dedi. “Çocuk obezitesinde en çok karşılaştığımız problemlerden birisi de erken ergenlik” diyerek büyüme ve gelişme hormonlarının olumsuz etkilendiğini aktaran Koçan sözlerine şöyle devam etti;“Mesela göbek yağlanmasına bağlı olarak çocukların boyu uzamıyor. Ne yazık ki obezite, erken ergenlikle birlikte büyüme ve gelişmeyi de olumsuz olarak etkileyebiliyor. Bunun yanı sıra karaciğer yağlanmasına insülin direnci de eşlik ediyor. Hem dünyada hem Türkiye'de bu nedenlerle tip 2 diyabet dediğimiz diyabet türünde de ciddi bir artış var.”


ÇOCUĞUNUZA VERDİĞİNİZ EKSTRA VİTAMİNLERE DİKKAT


Ekstra verilen vitaminlerin de obeziteye neden olduğuna dikkat çeken Koçan ayrıca, “Son yıllarda yeme alışkanlıklarından dolayı oranlar her yıl artıyordu ama pandemi ile birlikte bunu ne tetikledi derseniz eğer hareketsizlik diyebiliriz. Kötü beslenme zaten zeminde var, paketlenmiş gıda, abur cubur, asitli içereceklerin tüketimi ne yazık ki çok fazla arttı ama beraberinde hareketsizlik de eşlik etti. Yine aynı şekilde uyku düzenin bozulması da bir neden olarak karşımıza çıkıyor. Çocuk uyurken büyür sonuçta ama çocukların evde olma süreci ile beraber biyolojik saatleri bozuldu. Gece geç saatlerde yatmalar da büyüme hormonunu olumsuz etkilediği için obeziteyi tetikledi. Öğün düzensizlikleri, karbonhidrat ağırlıklı beslenme ve anne babalar tarafından bilinçsizce kullanılan vitaminler, supplementler bunlar da ne yazık ki iştahı tetikleyen ve kilo almasına sebep olan şeyler olarak karşımıza çıktı. Çocuğunuz her besin grubundan yeterli seviyede tüketiyorsa, ekstra vitamin almasına gerek yok. Varsa zaten hekiminiz size destek olacaktır” şeklinde konuşarak yapılan yanlışları hatırlattı.


ANNE VE BABA NE YERSE ÇOCUK DA ONU YER


Çocuklar için sağlıklı beslenme ve büyüme için neler yapılması gerektiği konusunda da önerilerde bulunan Koçan bunun için en büyük görevin anne ve babalara düştüğünü söyleyerek, “Daha fazla taze ve mevsiminde sebze meyve tüketelim. Ev yoğurdu yedirmeye mutlaka özen gösterelim. Protein olarak, balığın haftada en az iki öğün eşlik ettiği tavuk, köfte, kırmızı ve beyaz etin dengeli olarak dağıldığı bir beslenme örüntüsü olmalı. Abur cubur olarak da tercihimiz ev yapımı sütlü ve meyveli tatlılar olsun. Paketli gıdaları lütfen evlerimize sokmayalım. Burada rol model olarak anne babalara büyük görev düşüyor. Eğer siz tüketiyorsanız çocuğunuz sizi rol model alacaktır. Mutlaka düzenli kahvaltı, akşam ailenin beraber yemek yediği öğünler olsun ki çocuklara sağlıklı ve pozitif yeme alışkanlıkları kazandıralım. Ayrıca çocuklarımızı hareket etmeye yönlendirmeliyiz. Belki okulun bünyesinde yapılacak bir fiziksel aktivite ya da spor branşına eşlik etmek hiçbir şey olmasa bile aile bireyleriyle çıkıp yürüyüş yapmak, en kötü evde tablet, bilgisayar ya da cep telefonundan biraz uzak

Editör: Orhan MIKIROĞLU / HABER MERKEZİ