YAPACAĞIMIZ İBADETE KARARLILIK

Rahman ve rahim olan Allah'ın adıyla Kararlılık, amaca ulaşmak için engel ve zorlukları aşmak, azimle çaba harcayıp, yapılması gerekenleri tam olarak yerine getirmektir. Bu anlamda kararlılık, müminlerin yaşamları süresince ihtiyaç duydukları ve kendilerine Allah’ın hoşnutluğunu kazandıracak olan üstün bir ahlak özelliğidir. Rabb’imiz, Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir; şu halde O’na ibadet et ve O’na ibadette kararlı ol. Hiç O’nun adaşı olan birini biliyor musun?” (Meryem Suresi, 65) ayetiyle inananları, ibadet etmede kararlı davranmaları konusunda uyarır. Müminler dünya hayatının çekici süslerine aldanmadan ve nefislerinin tutkularını gözetmeden güzel bir ahlak gösterebilmek için var güçleriyle çaba harcarlar. Nefislerindeki fücurun gösterdiği kötü yola sapmaktan sakınır, vicdanlarının işaret ettiği doğru yolda yürürler. Olaylar karşısında kararlılığını sürdüren mümin, Kuran’daki “Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar(daki hakların)dan bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.…” (Al-i İmran Suresi, 134) ayetine uyarak öfkesini yener ve bağışlayıcı davranır.


Müminin oturmuş bir karakteri vardır, şartlara göre değişkenlik göstermez. Kibirli biri karşısında dahi aynı kararlılığı gösterir, büyüklenmez ve tevazusunu korur. Kötü sözle dahi karşılaşsa, her zaman için ’sözün en güzelini’ söyler. Mümin azimli ve kararlıdır, azimle iyiliği emreder, kötülükten sakındırır. Musibetlere sabreder ve insanlara karşı bağışlayıcı davranır. Zorlukların yanı sıra, insana sunulan sayısız nimet, geçici ve aldatıcı dünya metaı da imtihanın parçalarıdır. Mümin, kendisine her an sunulan bu nimetlerin Allah Katı’ndan, şükredici olup olmayacağının denenmesi amacıyla verildiğini bilir. Dünyevi olan herşeyin imtihan ortamının çekici süsleri olduğunu bilincindedir ve bunların çekim güçlerine kendini kaptırmaz. Mümin dünya hayatına karşı dikkatli ve şuurludur. Allah’ın hoşnutluğunu kazanma hedefinde kararlıdır ve bu konuda içinde taşıdığı coşkunun olumsuz etkilenmesine izin vermez. Ahiret için ciddi bir çaba içinde olmak, gevşememek, aşırılıklardan kaçınmak, müminin kararlılığının göstergesidir.


İşte bu çabadan Rabb’imiz bir Kuran ayetinde, “Kim de ahireti ister ve bir mü’min olarak ciddi bir çaba göstererek ona çalışırsa, işte böylelerinin çabası şükre şayandır.” (İsra Suresi, 19) ifadesiyle söz eder. İnsan yaşamındaki tek kesin gerçek olan ölüm için hazırlık yapan ve ‘ellerinin önden sundukları’na sınır koymayan samimi müminler, ahirette de kazançlı olacak, gerçek kurtuluşa kavuşacaklardır. Mümin, sabrının ve kararlılığının karşılığında -Allah’ın dilemesiyle-eşsiz nimetlerle dolu barınma yeri olan cennetle ödüllendirilecektir: Ve onlar Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın güzel) sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir. (Ra’d Suresi, 22) Allah CC selamı bereketi Rahmeti üzerinize olsun.

METİN ALKAN