YEŞİLİN BİNBİR TONU
515 okunma

YEŞİLİN BİNBİR TONU

ABONE OL
02/08/2022 10:15
YEŞİLİN BİNBİR TONU
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Grileşen dünya yeşilin her tonu ile yeniden aydınlanır. Umut ışıklarının doğarak canlılara enerji vermesini sağlayacak en güzel yollarından biri doğa ile iç içe olmaktır. Doğaya kaçmak bedenen ve ruhen birçok eksiğimizi tamamlamamıza yardım eder. Kaçmak diyorum çünkü grileşen dünyadan kaçmakla mümkün oluyor mutluluğun kapılarının aralanması.

Doğa cömerttir. Mutluluğu, huzuru, ferahı, bereketini esirgemez insanoğlundan. Kış mevsiminde içine kapanır, dinlenir, bütün haşmetiyle yeniden canlanmayı bekler. İlkbahara adım atar atmaz küçük bir çocuğun pamuk şekere ulaşmak için duyduğu heyecan gibi heyecanlanır. Tüm güzelliğiyle uyanır, çiçek açar, kelebekler uçuşur etrafında. Doğa, kışın çetin soğuklarına direnerek her yıl heyecanla beklediği ilkbaharı tüm misafirperverliği ile ağırlar. En güzel renkler açar, büyür, gelişir, çoğalır. Boşuna denilmemiş doğa ana diye. Doğa dişiye benzetilir; çünkü doğa çetin soğuklara, rüzgâra tüm sakinliğiyle direnerek ilkbaharın gelmesiyle yeniden doğum sürecine girer. Yeşilin her tonunu sergileyerek canlılara misafirperverliğini ve cömertliğini gösterir. Yaz’ın gelmesiyle tüm haşmetiyle renklenir, sadece yeşil değil, pembe, kırmızı, maviye bürünür. Güneş, gülen yüzünü gösterir doğaya, “hadi senin zamanın” der gibi ışıldar. Adım attığımız her bucak, her yol yeniden capcanlı çiçekler açarak süzülür. Tüm canlılar için çeşit çeşit meyve-sebzeler, şifalı bitkileri yeşil tepside sunar. Yaz mevsimi doğa tutkunu birçok insanı etrafında toplar, çocuklaştırır. Karamsarlık, huzursuzluğu arka plana atarak umutların, hayallerin başrolünde oynar. Hem insanlar hem de hayvanlar için yeniden dirilişi sembolize eder.

Kış’ın doğaya ayak uydurarak evine kapanan insanoğlu da doğa ile birlikte uyanır. Doğa’ya kulak vererek en güzel etkinliklerden birine yolculuk etmeye başlar. Bu etkinliklerden doğayla iç içe olanlarından biri çadır kampları. Son yıllarda Türkiye’de doğanın içinde çadır kurarak günlük ya da uzun süreli şekilde kamp yapmak revaçta. Dünya’da 4 mevsim bir arada yaşanan, yeryüzü şekilleri birçok doğa sporlarını yapmaya uygun olan bir ülke de elbette çadır kampı fırsatı da kaçırılmamalı. Doğaseverler için oluşturulmuş dernekler aracılığıyla aynı ilgi alanlarına sahip insanlar bir araya getiriliyor ve hem iletişim kurmaları sağlanıyor hem de doğa ile buluşturuluyorlar. Kentleşmenin en yoğun olduğu günümüzde teknolojiden uzak, hayatın sıradanlığının dışına çıkarak kendimizi mutlu etmek de hakkımız. Bireysel olarak da doğaya zarar vermeden, çadır kurmak için belirlenmiş alanlarda doğayla iç içe günler geçirebiliriz. Ayrılırken doğaya bizi misafir ettiği için teşekkür ederek ve atıklarımızı toplamak koşuluyla tabii ki.

Kış geldiğinde yeniden doğmak için uykuya dalar doğa. Yapraklar sararır, çiçekler solar, güneş eski yüzünü göstermez, turuncu ve sarıya bürünür. İnsanlar da griye dönüşür. Doğa ile uyum içinde hareket ettiğimiz yadsınamaz. Kış mevsiminde evlerine kapanan insanlar, soğuktan, karanlıktan evlerine kapanarak huzur bulmaya çalışırken, doğanın uyanışıyla doğaya kaçmaya çalışırlar. İnsan ve doğa birbirinden ayrı düşünülemez.

Dağların zirvelerinde, toprağın altında kültür mirasını koruyup kollayan yine doğadır. Yüzyıllar geçmesine rağmen hâlâ bünyesinde en değerli hazineleri yapıldığı ilk gün gibi korumuştur. Bunların en önemlilerinden birisi ülkemizde bulundu. Şanlıurfa’ya bağlı Örencik köyü civarında insanlık tarihi adına en önemli keşiflerden birine imza atıldı. Göbeklitepe’nin Mısır piramitlerinden 7 bin 500 yıl daha önce yapıldığı ortaya çıktı. Yapılan kazı çalışmalarında hem yerleşik hayata geçişin göstergelerinden biri olan buğday taneleri hem de toplu ibadetlerin gerçekleştirileceği dini bir toplanma merkezinin kalıntılarına ulaşıldı. İnsanlık tarihi açısından yerleşik hayatın izlerinin keşfedildiği en eski yerlerden birini toprak koruyup kollamış ve insanlık tarihine ışık tutmuştur.

Bu bakımdan doğa’yı koruyup kollamalıyız. Doğaya en çok zarar veren insan; doğayı tahrip etmekten, bir Can’a zarar vermekten imtina etmeli, doğaya ait her şeyi koruyup kollamak için çaba göstermelidir. Doğa’nın musikisine ses olmalıyız, yardım çığlıklarını duymalıyız. Doğanın kirletilmesine üzülerek dert yanmaktansa harekete geçmeliyiz. Huzuru aradığımız yeşilin tonları ile mutlu gelecek serüvenine taşınabilir, yemyeşil bir dünyanın kapılarını aralayabiliriz.

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.


HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.

Please disable your adblocker or whitelist this site!